Sana muasır bir vücud olamadığımdan dolayı müteessirim ey Muhammed (asm)! Muallimi ve nâşiri olduğun bu kitap, senin değildir; o lahutîdir. Bu kitabın lahutî olduğunu inkâr etmek, mevzu ilimlerin butlanını ileri sürmek kadar gülünçtür. Bunun için beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, bundan sonra göremeyecektir. Ben, huzur-u mehabetinde kemal-i hürmetle eğilirim.

Prens Bismarck

*

En temiz ve en doğru din müslümanlıktır

Meşhur muharrir, müsteşrik, Edebiyat-ı Arabiye mütehassısı ve Kur’an-ı Kerîm’in mütercimi Doktor Maurice (Moris) şöyle diyor:

Bizans Hristiyanlarını, içine düştükleri bâtıl itikadlar girîvesinden ancak Arabistan’ın Hira Dağı’nda yükselen ses kurtarabilmiştir. İlahî kelimeyi en ulvi makama yükselten ses, bu ses idi. Fakat Rumlar bu sesi dinleyememişlerdi. Bu ses, insanlara en temiz ve en doğru dini talim ediyordu. O yüksek din ki onun hakkında, Godfrey Higgins gibi muhakkik bir fâzıl, şu sözleri pek haklı olarak söylüyor: “Bu dinde mukaddes sular, şâyan-ı teberrük eşya, esnam ve azizler yahut a’mal-i salihadan mücerred imanı müfid tanıyan akideler yahut sekerat-ı mevt esnasında nedametin bir fayda vereceğini ifade eden sözler yahut başkaları tarafından vuku bulacak dua ve niyazların günahkârları kurtaracağına dair ifadeleri yoktur. Çünkü bu gibi akideler, onları kabul edenleri alçaltmıştır.”

*