iki âyetle sabit olduğunu ve nihayet Cenab-ı Erhamü’r-Râhimîn’in Gafur ve Rahîm isimlerini melce ve tahassungâh yaparak şeytandan istiaze edilmesini,

Altıncı İşaret: Tahayyül-ü küfrü, tasdik-i küfürle iltibas ve tasavvur-u dalaleti, dalaletin tasdiki suretinde gösteren desais-i şeytaniyeden kurtulmak için hakaik-i imaniye ve muhkemat-ı Kur’aniyeye sarılmak ve lümme-i şeytaniyeden gelen desiselere karşı istiaze etmek ve her iki manevî yaraya karşı sünnet-i seniyeyi merhem yapmak icab ettiğini,

Yedinci İşaret: Erkân-ı imaniyeden biri olan kadere tevilsiz iman etmek lâzım olduğunu ve günah-ı kebireyi işleyen mü’min kalabileceğini fakat şeytanların tahribatına karşı Cenab-ı Hakk’ın bin bir isminin tecelli etmekte olduğunu, Ehl-i Sünnet ve Cemaat olan Ehl-i Hak mezhebinden ayrılmamak ve Kur’an’ın çetin ve metin kalesine girerek sünnet-i seniyenin muktezasına tevfik-i hareket eylemekle kurtulmaya muvaffak olunacağını,

Sekizinci İşaret: Küfür ve dalalet yoluna insanların nasıl ihtiyarlarıyla sülûk ettiklerini ve bunların nasıl hayat geçirebildiklerini aliyyü’l-a’lâ bir tarzda ders verdikten sonra, ehl-i iman için Kur’an’ın himayesi altına iman-ı tam ve itikad-ı kâmil ile girmek ve sünnet-i seniyenin daire-i nuraniyesine seve seve dâhil olmaklığın ne kadar güzel olduğunu,

Dokuzuncu İşaret: Hizbullah’ın neden çok defa hizbü’ş-şeytan olan ehl-i dalalete mağlup olduklarını; Medine münafıklarının dalalette ısrar ederek hidayete girmemeleri ve Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın iki muharebedeki mağlubiyetinin hikmetini beyan ederek o Seyyidü’l-mürselîn’in sünnetine ittiba sayesinde muvakkat acıların geçeceğini,

Onuncu İşaret: İblisin en mühim bir desisesi olarak kendine tabi olanlara kendini inkâr ettirdiğinden, dört misal ile izah etmek suretiyle bahis; ehl-i imana, cin ve ins şeytanlarının şerlerinden, Allah’a iltica etmekle selâmete kavuşulacağını,

On Birinci İşaret: Cirm ve cismi küçük, cürüm ve zulmü büyük, ayb ve zenbi azîm bîçare insanı; kâinatın hiddetinden, mahlukatın nefretinden, mevcudatın öfkesinden kurtarmak için Kur’an-ı Hakîm’in daire-i kudsiyesine girmeye ve sünnet-i seniyeye ittiba eylemeye davet ettiğini,