Bu inkılab-ı azîmin fatihası mu’cize gibi başladığı için bir fâl-i hayırdır ki hâtimesi de pek güzel olacaktır. Şöyle ki:

Bu inkılab, fikr-i beşerin ağır zincirlerini parça parça ve istidad-ı terakkiye karşı setleri zîr ü zeber ederek, hükûmeti varta-yı mevtten tahlis ve bu millet-i mazlumede cevahir-i insaniyeti izhar ve âzade olarak kâbe-i kemalâta doğru gönderdiği gibi hâtimesi de yani otuz sene kadar rengârenk sefahet ve israfat ve hevesat ve lezaiz-i nâmeşrua gibi seyyiat-ı medeniyet, devlet-i medeniyeti, hükûmet-i müstebide gibi inkıraza sevk eden umûrlar maddeten zararını ihsas edeceğinden o muzlim ve kesif olan sehab, arzu-yu umumî ile münkeşif olduğundan şems-i şeriat ve ma’kesi olan kamer-i medeniyet berrak ve saf ve esasatta Asya’yı ve Rumeli’ni tenvir ve mutazammın olduğu istidad-ı kemalin tohumları hürriyetin yağmuru ile neşv ü nema bularak rengârenk elvan ile tezyin edeceğini bu fâl-i hayır bize müjde veriyor.

Bir mu’cize-i Peygamberîdir (asm) ve bu millet-i mazlumeye bir inayet-i İlahîdir ve cemiyet-i milliyenin niyet-i hâlisanesinin bir kerametidir ki bu maden-i saadet ve hürriyet olan şeriat dairesindeki ittihad-ı kulûb ve muhabbet-i millî elimize meccanen girdi.