Yıllarca, asırlarca bu nurun yine yansın

Öksüz ve yetim, dul ve alîl hepsi de kansın

Ey nur gülü, nur çehreni öpsem dudağından

Kalp bahçesinin kalbine diksem budağından

Her dem kokarak hem o güzel rayihasından

Çıksam yine ben âlem-i fâni tasasından

Nur güllerin açsın, yine miskler gibi tütsün

Sinemde bu can bülbülü tevhid ile ötsün

Sensin bize bir neşe veren ol gül-ü hâlis

Sensin bize hem cümleden a’lâ, dahi muhlis

Ey Nur-u Risalet’ten gelen bir bürhan-ı Kur’an

Ey sırr-ı Furkan’dan çıkan hüccet-i iman

Sendin bize matlub, yine sendin bize mev’ûd

Sayende bugün herkes olur zinde ve mesud

Her an seni bekler ve sayıklardı bu dünya

Hak kendini gösterdi, bugün bitti o rüya

Bin üç yüz senedir toprağa dönmüş nice milyar

Mü’min ve muvahhid seni gözlerdi hep ey yâr

Her hepsi de senden yana söylerdi kelâmı

Her hepsi de her an sana eylerdi selâmı

Yüzlerce senet hem nice yüzlerce işaret

Eyler bu mukaddes koca davaya şehadet

En başta gelen şahid-i adl Hazret-i Kur’an

Göstermiş ayânen otuz üç yerde o bürhan

يَا مُدْرِكًا nin kalbine gömmüş Esedullah

Çok sır ki bilenler oluyor hep sana âgâh

كُنْ قَادِرِىَّ الْوَقْتِ demiş ol pîr-i muazzam

Binlerce veli hem yine yapmış buna bin zam