Emirdağı’nın Manidar Bir Hatırası

Beş seneden beri teneffüs için Emirdağı’nın etrafında faytonla gezdiğim zaman garib bir tarzda, bir yaşından yedi yaşına kadar küçücük çocuklar valide ve pederlerine karşı gösterdikleri alâkadan ziyade bir iştiyak ile faytonuma koşup elime sarılıyorlardı. Hattâ bir defa fayton altına düştükleri halde hârika bir tarzda zarar görmeden kurtuldular.

Hiç beni görmeyen, bilmeyen bir, iki veya üç yaşındaki çocuklar yalın ayak dikenler içinde koşa koşa faytona yetişiyorlar. Büyük adamlar gibi temenna edip “Elinizi öpelim.” diyorlardı. Bu hale hem ben hem kardeşlerim ve görenler hayret ediyorduk. Bu hal bir mahalleye mahsus değil, her tarafta hattâ köylerinde dahi aynı hal devam ediyordu.

Beni aldatmayan bir hatıra-i hakikatle benim ve arkadaşlarımın kanaatimiz geldi ki bu masum taifenin masumiyetleri cihetiyle, sevk-i fıtrî denilen bir hiss-i kable’l-vuku ile Risale-i