Ben mal sahibi değilim, Kur’an’ın mücevherat dükkânının bir bîçare dellâlıyım dediğimi hem yakın dostlarım hem kardeşlerimin tasdikleriyle ve emarelerini görmeleriyle, ben değil dünyevî makamatı ve şan ve şerefi şahsıma kazandırmak, belki manevî büyük makamat faraza bana verilse de fakat hizmette ihlasıma nefsimin hissesi karışmak ihtimaline binaen korkarak o makamatı da hizmetime feda etmeye karar verdiğim ve fiilen de öylece hareket ettiğim halde…

(Şualar)

Bunu da size kat’iyen beyan ediyorum:

Şahsıma tahkir ve ihanet ve çürütmek ve işkence, ceza gibi ne gelse Risale-i Nur’a ve şakirdlerine benim yüzümden zarar gelmemek şartıyla, şimdiki mesleğim itibarıyla kabule karar vermişim. Bunda da âhiretim için bir sevap var. Ve nefs-i emmarenin şerrinden kurtulmama bir vesiledir diye bir cihette ağlarken memnun oluyorum.

Eğer bu bîçare masumlar benimle beraber bu meselede hapse girmese idiler, mahkemenizde pek şiddetli konuşacaktım.

(Şualar)