Numune-i ittihat olan cemaatimize –sair cem’iyat-ı dünyeviyeye kıyasen– leke sürmeyi, ta’riz etmeyi cemi’ kuvvetimizle reddederiz. İstifsar tarîkiyle bir itirazları olursa cevaba hazırız. İşte meydan!

Benim dâhil olduğum cemaat, burada tafsil ettiğim ittihad-ı İslâm’dır. Yoksa muterizlerin bâtıl tevehhüm ettikleri cemiyet-i mütehayyile değildir. Bu dinî heyet efradı, şarkta olsa garpta olsa cenupta olsa şimalde olsa beraberiz.

Sual: Sen imzanı bazen Bedîüzzaman yazıyorsun. Lakap medhi îma eder?

Cevap: Medih için değildir. Kusurlarımı, sened-i özrümü, mazeretimi bu unvan ile ibraz ediyorum. Zira bedî’, garib demektir. Benim ahlâkım suretim gibi üslub-u beyanım elbisem gibi garibdir, muhaliftir. Görenekle revaçta olan muhakemat ve esalibi, benim üslup ve muhakematımla mikyas ve mihenk itibar yapmamayı bu unvanın lisan-ı haliyle rica ediyorum. Hem de muradım bedî’, acib demektir.

اِلَىَّ لَعَمْرٖى قَصْدُ كُلِّ عَجٖيبَةٍ ۞

كَاَنّٖى عَجٖيبٌ فٖى عُيُونِ الْعَجَائِبِ