Vicdanın anâsır-ı erbaası ve ruhun dört havassı olan irade, zihin, his, latîfe-i Rabbaniye, her birinin bir gayatü’l-gayatı var:

İradenin ibadetullahtır.

Zihnin marifetullahtır.

Hissin muhabbetullahtır.

Latîfenin müşahedetullahtır.

Takva denilen ibadet-i kâmile, dördünü tazammun eder. Şeriat şunları hem tenmiye hem tehzib hem bu gayatü’l-gayata sevk eder.

***

Eğer icaddaki vasıta hakiki olsaydı ve hakiki tesir verilseydi hem bir şuur-u küllî verilmek lâzım idi hem de bizzarure eserde itkan-ı kemal-i sanat muhtelif olacaktı. Halbuki en âdiden en âlîye, en küçükten en büyüğe itkan; derece-i kemalde, mahiyetin kameti nisbetindedir. Demek Müessir-i Hakiki’den bazı karib, bazı baîd, kısmen vasıtasız, kısmen vasıta ile kısmen vesait ile değildir. İnsanın ihtiyarî eserindeki adem-i kemal; cebri nefiy, ihtiyarı ispat eder.

Cây-ı dikkattir ki: Cüz’î bir ihtiyarın tavassutu ile eser-i akıl bir insan şehri, intizamca