aralarında müsademe olmuyor. Öyle ise o katreler başıboş olmayıp gemleri, onları temsil eden meleklerin elindedir.

مِنَ السَّمَٓاءِ : Sema kelimesinin zikri geçtiğine nazaran, makam zamirin yeri olduğu halde ism-i zahir ile zikredilmesi, yağmurların sema cirminden değil sema cihetinden geldiğine işarettir. Çünkü sebkat eden sema kelimesinden maksat, cirmdir.

مَٓاءً : Semadan gelen karlar, dolular, sular olduğu halde yalnız suların zikredilmesi, en büyük istifadeyi temin eden, su olduğuna işarettir. مَٓاءً kelimesinde tenkiri ifade eden tenvin ise yağmur suyunun acib bir su olup nizamı garib, imtizacat-ı kimyeviyesi size meçhul olduğuna işarettir.

فَاَخْرَجَ deki ف müddet ve mühlet olmaksızın takibi ifade eder. Buna binaen semeratın ihracı, yağmurun inzali akabinde bir müddet ara vermeden husule gelmesi lâzımdır. Halbuki ihraç ile inzal arasında hayli bir zaman vardır. Öyle ise اَخْرَجَ , اَنْزَلَ ye atıf değildir. Ancak inzali takip eden fiillerin silsilesi ortadan kaldırılarak, o fiillerin neticesi hükmünde olan اَخْرَجَ , اَنْزَلَ ye atfedilmiştir. Takdir-i kelâm şöyle olsa gerektir:

وَاَنْزَلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً فَاهْتَزَّتِ الْاَرْضُ وَرَبَتْ وَاَخْضَرَتْ وَاَنْبَتَتْ

فَاَخْرَجَ بِهٖ مِنَ الثَّمَرَاتِ

Bu itibarla inzali takip eden اِهْتَزَّتْ fiilidir. ف nin de asıl mevkii اِهْتَزَّتْ dir.

بِهٖ deki ب harfi, sebebiyet ile karışık ilsak manasınadır. Yani su, semeratın husulüne sebep olduğu gibi semerata mülsak, karışık, yapışık olduğundan da semeratın taravet ve tazeliğini muhafazaya vesiledir.