ض : فٖى تَضْلٖيلٍ sekiz yüz. ف seksen. ت dört yüz. İki ى yirmi. İki ل altmış. Tenvin vakfa rast gelmiş, sayılmaz. Yekûnü, bin üç yüz altmış (1360).

اَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِاَصْحَابِ الْفٖيلِ : İki ر , bir ت sekiz yüz. İki ف , iki ك iki yüz. İki ل , bir م yüz. Bir ع , bir ص yüz altmış. Dört ب , üç elif, bir ى , bir ح yirmi dokuz. الْفٖيلِ yerine gelen الدُّنْيَا daki iki د , bir elif dokuz. Bir ن elli. Bir ى on. Bir elif, bir. Bu yekûn, bin üç yüz elli dokuz (1359), eğer okunmayan elif sayılmazsa bin üç yüz elli sekiz (1358) eder.

Hem Arabî hem Rumî tarihiyle bu semavî tokatların ayrı ayrı çeşitlerinin zamanlarına tevafuk ile parmak basıyor. (Hâşiye) Umum kardeşlerime birer birer selâm ve dualar eylerim.

Kardeşiniz

Said Nursî

***

Aziz, sıddık, mübarek kardeşlerim!

Sabri’nin tabiriyle, Risale-i Nur’un zülfikarı olan Hizbü’l-Ekber-i Nurî elhak me’mulümüzün fevkinde gayet parlak ve güzel ve dikkatli ve sıhhatli ve yanlışları pek az bir tarzda Cenab-ı Hakk’ın inayetiyle vücuda gelmiş. Hâfız Ali, Tahirî, Hâfız Mustafa bu vazifede elhak tam çalışmışlar. Risale-i Nur’un eline bir elmas kılınç verdiler.

Kardeşlerim! Bu kudsî hediyeniz bu şehre girdiği aynı zamanda, daha biz haber almadan, memleketimizde talebeler bir kitaba başladığı zaman, Kürtçe meftihane namında bir ziyafet verdiklerine tam

___

Hâşiye: Evet bu tokattan, pür-şer beşer şirkten şükre girmezse ve Kur’an’a tarziye vermezse melaike elleriyle de ahcar-ı semaviye başlarına yağacağını bu sure bir mana-yı işarî ile tehdit ediyor.