ikincisi “El-mevtü hakkun”, üçüncüsü “Rabbî vâhidün”, dördüncüsü “Ene’nin bir nokta-i sevda ve bir vâhid-i kıyasî” olduğunu söylüyor. Bu Risale اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ hakikatini, Birinci Bab olarak kâinat erkânından her bir rükün, elli beş küllî ve gayet zahir lisanla ispat ediyor.

Takriz

Katre’nin Hâtimesi

Müteferrik ve kısa fakat çok lüzumlu ve mühim hakikatlerden bahseder. Başında “yeis, ucub, gurur, sû-i zan” gibi nefsin dört hastalığını sonra dört hakikati ve daha sonra da “Katre”de zikredilen Birinci Bab’daki “Lâ ilahe illallah” hakikatini ve devamı olarak Bab-ı Sâni’de “Sübhanallah” Bab-ı Sâlis’te “Elhamdülillah” Bab-ı Râbi’de “Allahu ekber” mertebelerini beyan ettikten sonra Nokta ve Nükte başlıklarıyla mevzu itibarıyla birbirinden farklı i’lemlere geçer.

Katre’nin Zeyli

“Remiz”ler ve “İ’lem”ler unvanı altında, her birisi bir risaleye mevzu olacak kıymette hakikatlerden ibarettir. Başında salât ü selâmdan sonra birinci “İ’lem” namazda evvel vakte riayet etmenin ve hayalen Kâbe’ye müteveccih olmanın faziletini ve evham ve vesvese-i şeytaniyeyi nasıl müzmahil ettiğini ve musallînin bütün letaif ve havassının nasıl feyizlendiğini beyan eder.

Bu geçen risaleler aynı zamanda erkân-ı imaniyeden bahsetmekle hem iman hem ilim hem marifetullah hem zikir olduğundan okuması dahi bir nevi ibadettir.

5- HUBAB

Biri Türkçe diğeri Arapça iki zeyli olan bu çok mühim risale, Üstadımızın “Hutuvat-ı Sitte”yi neşri münasebetiyle taltif için Ankara’ya çağrıldığında, Ankara’da İslâm ordusunun Yunan’a galebesinden neşe alan ehl-i imanın kuvvetli efkârı içine gayet müthiş bir zındıka fikri girmek ve bozmak ve zehirlendirmek için dessasane çalıştığını gördüğü hengâmda telif ettiği iki eserden birisidir.