Ve Hâlık-ı semavat ve arz’a isyan edemez. O zikr-i İlahî sayesinde ene mahvolur.

İşte Nakşibendîler, zikir hususunda ittihaz ettikleri zikr-i hafî sayesinde kalbin fethiyle, ene ve enaniyet mikrobunu öldürmeye ve şeytanın emirberi olan nefs-i emmarenin başını kırmaya muvaffak olmuşlardır. Kezalik Kādirîler de zikr-i cehrî sayesinde tabiat tağutlarını târumar etmişlerdir.

İ’lem eyyühe’l-aziz! Âlemde her şeyin yüzünde hikmet eserleri göründüğü gibi en uzak en geniş en ince kesretin tabakaları üstünde de hikmet, ihtimam eserleri görülmektedir.

Evet, kesret ve tekessürün müntehası ve neticesi olan insanın sahife-i vechinde, cephesinde, cildinde, ellerinin içlerinde kalem-i kader ile pek çok çizgiler, hatlar, nakışlar, nişanlar yazılmıştır. Malûmdur ki insanın şu sahifelerinde yazılan o kelimeler, harfler, noktalar, harekeler, ruh-u insanîde bulunan manalara, maneviyatlara delâlet ettikleri gibi fıtratında kader tarafından yazılan mektublara da işaretleri vardır.

Arkadaş, insanın geçen sahifelerine kaderin yazdığı hâşiye, tesadüf ve ittifakın duhûlüne bir menfez bırakmamıştır.

İ’lem eyyühe’l-aziz! Şu dünya hayatına muhabbetle müptela olan bazı insanlar, o hayatın vücuda gelmesinden maksat ve gaye, yalnız o hayata hizmet ve o hayatın bekası olup başka bir faydası olmadığını, yani Fâtır-ı Hakîm’in zevi’l-hayatta ve cevher-i insaniyette vedia olarak koyduğu bütün cihazat-ı acibe ve teçhizat-ı hârikanın, seriü’z-zeval olan şu hayatın hıfzı ile bekası için verildiğini zannediyorlar.

Halbuki kaziye öyle olduğu takdirde, kâinattaki gayr-ı mütenahî nizamların şehadetleriyle, sath-ı âlemde görünen hikmet, inayet, intizam, adem-i abesiyete olan delil ve bürhanların, makûse olarak abesiyete, israfa, intizamsızlığa, adem-i hikmete delil ve bürhan olmaları lâzım gelecektir.

Arkadaş! Şu dünyevî hayatın faydaları pek çoktur. O faydalardan, hayat sahibine –tasarruf ve hizmeti nisbetinde– bir hisse ayrıldıktan sonra bâki kalan gayeler, semereler Fâtır-ı Hakîm’e râcidir. Evet, insan ve insanın hayatı esma-i İlahiyenin tecelliyatına bir