hakaik, o esmanın cilveleri olduğunu ve her şeyin çok cihetlerle, çok dillerle Sâni’ini zikir ve tesbih ettiğini anla.

وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ

nin bir manasını bil ve

سُبْحَانَ مَنِ اخْتَفٰى بِشِدَّةِ ظُهُورِهٖ

de. Ve âyetlerin âhirlerinde olan

وَهُوَ الْعَزٖيزُ الْحَكٖيمُ ۞ وَهُوَ الْغَفُورُ الرَّحٖيمُ ۞ وَهُوَ الْعَلٖيمُ الْقَدٖيرُ

gibi zikir ve tekrarlarındaki bir sırrı fehmet.

Eğer bir çiçekte esmayı okuyamıyorsan ve vâzıh göremiyorsan cennete bak, bahara dikkat et, zeminin yüzünü temaşa et. Rahmetin şu büyük çiçekleri olan cennet ve bahar ve zeminde yazılan esmayı vâzıhan okuyabilirsin, cilvelerini ve nakışlarını anlar, görürsün.

***