Evet, bir içilen sudan hesapsız aza ve cihazat-ı hayvaniyeyi yapar. Hem ekl edilen bütün muhtelif et’imeden hayvanî olsun, nebatî olsun, bir cism-i has ve belki bir cild-i mahsus, belki bir cihaz-ı basit yapar. Evet, sen de aklın varsa anlarsın ki: Bir şeyden her şeyi yapmak ve her şeyden bir şey yapmak, her şeyin Sâni’ine has ve Hâlık-ı külli şey’e mahsus bir sikkedir.
ÜÇÜNCÜ LEM’A: Hem mesela, zîhayat üstünde koyduğu hâteme bak. O zîhayat, âdeta kâinatın bir misal-i musağğarı ve şecere-i âlemin bir semeresi ve şu âlemin bir çekirdeği gibi enva-ı âlemin ekseri numunelerini câmi’. Güya o zîhayat, gayet hassas mizanlarla, mecmu kâinattan süzülmüş bir katredir. Demek, şu zîhayatı halk etmek için bütün kâinatı kabza-i tasarrufunda tutmak lâzım gelir.
İşte aklın varsa anlarsın ki bir şeyi mesela bal arısını, ekser eşyaya bir nevi fihriste yapmak; bir şeyde mesela insanda, şu kitab-ı kâinatın hemen bütün mesailini yazmak; bir şeyde, mesela küçücük incir çekirdeğinde, koca incir ağacının programını ve kalb-i beşerde, şu âlem-i kebirin bir nevi programını ve kuvve-i hâfızada, hâdisat-ı kevniyenin

