halk edilmişler ve imhal edilmişlerdir. Şu küffar denilen bu nevi hayvanatın, hakkı inkâr edip nefyetmekte ittifakları kuvvetsizdir. Evet küfür, çendan ispat suretinde de olsa nefiydir, inkârdır, cehildir, ademdir. Binler ehl-i nefiy ve inkârın iki ehl-i ispata karşı sözleri bâtıldır, sukut eder.

Mesela bütün bir şehrin ahalisi, ramazan ayına bakıyorlar. Binler insan, yok diye nefiy ve inkâr etseler iki adam da ispat edip şehadet etse bütün inkâr edenlerin sözleri hiçe iner. Acaba kâr-ı akıl mıdır ki sen desen: “Bu kadar binlerle insanların tevatürlerini kabul ederim, o iki adamın şehadetlerini reddederim.”

Aynen bunun gibi biri çıksa dese: “Koca Avrupa’nın bu kadar hükeması şu hakikat-i imaniyeyi inkâr ediyorlar. Bizim iki hocamızın sözü nasıl tercih ediliyor?”

Ey bîçare nâdan! Mesele hiç öyle değil. Bu söze hiç hakkın yok. Belki bu mesele, hiç ehil olmadıkları meselelerde nâ-ehil birkaç fuzulînin hadsiz ehl-i ihtisasa karşı söz söylemesidir.

Bir iki hoca dediğin, milyarlar beşerin güneşleri hükmünde olan Şeyh-i Geylanî, İmam-ı Gazalî, Muhyiddin-i Arabî, Şah-ı Nakşibend, İmam-ı Rabbanî gibi ehl-i ihtisasın