M. Kemal Paşa itiraz ile içindeki niyet ve halet-i ruhiyesini ifade ile Bedîüzzaman’ı kendine çekmek ve nüfuzundan istifade etmek ister. Ve Bedîüzzaman’a mebusluk hem Dârülhikmetteki eski vazifesini hem Şark’ta Şeyh Sünûsî’nin yerine Vaiz-i Umumî hem bir köşk tahsisi gibi teklifler yapar.

Bedîüzzaman, rivayetlerde gelen eşhas-ı âhir zamana ait haberlerin mühim bir kısmını ve Hürriyet’ten evvel İstanbul’da tevilini söylediği hadîslerin ihbar ettiği âhir zamanın dehşetli şahıslarının âlem-i İslâm ve insaniyette zuhur ettiğini görür. Ve yine gelen rivayetlerden, onlara karşı çıkacak ve mukabele edecek olan Hizbü’l-Kur’an hakkında “O zamana yetiştiğiniz zaman, siyaset canibiyle onlara galebe edilmez ancak manevî kılınç hükmünde i’caz-ı Kur’an’ın nurlarıyla mukabele edilebilir.” tavsiyesine müraatla, Ankara’da teşrik-i mesai edemeyeceği için kendisine tevdi edilmek istenen mebusluk, Dârülhikmeti’l-İslâmiye gibi Diyanet’teki azalığı hem Vilayat-ı Şarkiye Vaiz-i Umumîliği tekliflerini kabul etmez. Kendisini fikrinden vazgeçirmek için çalışan ve Ankara’dan ayrılmamasını rica için istasyona kadar gelen bir kısım mebusların da arzularına uyamayacağını bildirerek Ankara’dan ayrılır, Van’a gider. Ve orada hayat-ı içtimaiyeden uzaklaşarak Erek Dağı eteğinde, Zernebad Suyu başında bir mağaracıkta idame-i hayat etmeye başlar.

***