namına, Peygamber-i Zîşan hesabına sonsuz bir sevgiyi ve nihayetsiz bir hürmeti daima kalbimizde, ruhumuzda besliyoruz ve yaşatıyoruz. O âlî Peygamber-i Zîşan için ve onun âlî dini için başta ruhumuz ve her şeyimizi fedaya hazırız.

Cenab-ı Hakk’ın lütf u kereminden büyük bir ümit ile yalvarıp istiyoruz ki sevgili Üstadımız Bedîüzzaman Hazretlerinin verdikleri haber-i beşaretle, Türk ve Arap iki hakiki kardeş millet inşâallah yakın bir âtide ittihat edecek. Ve o ittihat sayesinde, o müthiş düşmanların Müslümanlar içine saçtıkları fesat tohumları kendi yüzlerine atılacak. Ve zincirler altında inleyen dört yüz milyon Müslümanlık, yeniden hayat-ı kudsiye-i İslâmiye ile nev-i beşerin başına geçip sulh ve müsalemet-i umumiyeyi temin edecek, inşâallah.

Risale-i Nur’un âciz bir şakirdi

Hüsrev

***

Risale-i Nur’un vatana, millete ve İslâmiyet’e büyük hizmetini kabul ve takdir eden Başvekil Adnan Menderes’e Üstadın yazdığı bir mektub

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

Ben çok hasta olduğum ve siyasetle alâkasız bulunduğum halde, Adnan Menderes gibi bir İslâm kahramanı ile bir sohbet etmek isterdim. Hal ve vaziyetim görüşmeye müsaade etmediği için o surî konuşmak yerine bu mektub benim bedelime konuşsun diye yazdım.

Gayet kısa birkaç esası, İslâmiyet’in bir kahramanı olan Adnan Menderes gibi dindarlara beyan ediyorum:

Birincisi: İslâmiyet’in pek çok kanun-u esasîsinden birisi

وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرٰى

âyet-i kerîmesinin hakikatidir ki birisinin cinayetiyle başkaları, akraba ve dostları mes’ul olamaz.

Halbuki şimdiki siyaset-i hazırada particilik taraftarlığı ile bir caninin yüzünden pek çok masumların zararına rıza gösteriliyor. Bir