Yüzler şahidin şehadetiyle ispat etmeye hazır olduğum şu beyan edeceğim halim, o ithamı esasıyla çürütüyor. Şöyle ki:

Dokuz sene oturduğum Barla köyü halkının müşahedesiyle ve dokuz ay ikamet ettiğim Isparta’daki dostlarımın şehadetleriyle ve beni yakından tanıyan dostlarımın işhadıyla; on üç senedir ki siyaset lisanı olan hiçbir gazeteyi, ne okudum ve ne de dinledim ve ne de istedim. Hattâ birkaç hâdisede, şahsımla alâkadar zannedilen ve herkesi meraka sevk eden vakıalardan bahseden gazeteleri okumak arzusu bulunmadı ve okumadım ve okutmam.

On beş maddeden başka bütün mesaili, âhiretime ve imanıma ve hakikate müteveccih olduğu hükûmetin tetkikat-ı amîkasıyla tezahür eden Risale-i Nur ile Said dini siyasete âlet ediyor; yani kâinatta yüksek ve mukaddes tanıdığı bir hakikat-i kudsiye olan din-i hakkı ve iman-ı tahkikîyi siyasete, yani ihtilalkârane, en tehlikeli ve en günahlı ve çok hukukun ziya’ına sebebiyet veren akîm, süflî bir maksada âlet etmiş denilir mi? Böyle diyenler, ne kadar daire-i akıl ve insaf ve vicdandan uzak düştükleri ve uzak hükmettikleri anlaşılmaz mı? Elbette mahkeme-i adalet, böyle asılsız bu evham ve isnadatları def’edip hakkımızda ihkak-ı hak edecektir. Gerçi kanunları bilmemek eksere göre bir mazeret teşkil etmez. Fakat haksız olarak hücra bir köyde, tarassud altında, yabancı bir yerde, şiddetle dünyadan küstürüp, nefiy ile ikamet ettirip mütemadiyen tarassud ile taciz edilen bir adamın kanunları bilmemesi; elbette ehl-i insafın nazarında bir özür teşkil eder.

İşte ben o adamım. Ve beni yanlış bir vehim ile muaheze ettikleri mevadd-ı kanuniyenin hiçbirini bilmezdim. Hattâ yeni hurufla imzamı atamazdım. Bazen hizmetçimden başka, on günde bir adam ile görüşmedim. Herkes bana muavenetten kaçar. Avukat tutmaya iktidarım yok. Bütün hayatımda “En menfaatli ve en iyi hile, hilesizlik olduğu” düstur olduğundan, bütün müdafaatımda hak ve hakikat ve sıdk ve doğruluk esasını takip ettim. Bu hakikate binaen, müdafaatımda veyahut bazen nadiren bir iki risalelerimde, zaman-ı hazırın kanunlarına ve resmî merasimlerine tevafuk etmeyen ifadatıma nazar-ı müsamaha ile bakmak adaletin mukteziyat ve icabatındandır.

Benim müdafaatımda mücmel kalan noktalar, iddianameye karşı yazdığım itiraznamemde vardır ve itiraznamemde mücmel kalan