Ey mübarek, müşfik ve muazzez Üstadımız Hazretleri!

Bu acib madde ve dinsizlik asrında, nazarlar kısalmış; kalpler, fenalıklar ve kötülüklerle dolmuş yalnız ve yalnız Kur’an-ı Hakîm’in bu zamandaki en hakiki ve kat’î tereşşuhatı olan Risale-i Nur; o kısalmış nazarları, âdeta maddenin ruhuna nüfuz ettiriyor, o kötü kalplerin zindan gibi karanlık olan içini nurla dolduruyor. Bunun için bu asra “Nur Asrı” denmesi münasiptir.

Risale-i Nur, beşeriyetin bu tamiri imkân olmayan yarasını uhrevî ilaçlarla tedavi ediyor.

Risale-i Nur ve onun hârika müellifi siz mübarek Üstadımız, binlerce münevver gence halâskârlık vazifenizi yapmış ve yapmaktasınız. Bunun böyle olduğuna, imanları kurtarılan bu âcizler, canlı şahitleriz. Bu dehşetli asırda, materyalizmi, maddeciliği temelinden yıkan, mason ve komünistlerin bâtıl ideolojilerini bütün ilim ve idrak muvacehesinde zîr ü zeber eden Risale-i Nur, okuyucularına –bu asrın tâli’li insanlarına– bu dünya ile hattâ kâinatla bile değişilmez âb-ı hayatı, ebedîlik suyunu, yani beka âleminin bileti olan imanı bahşediyor.

Ey aziz ve mübarek Üstadımız! Bu kadar kıymetli bir hediyeyi bizlere veren siz Üstadımıza ne kadar hürmet ve muhabbet beslesek azdır. Siz kurtarıcı Üstadımızla Risale-i Nur talebeleri arasındaki bağ, ebedî bir bağlılıktır. Bunu hiçbir kuvvet çözemez. Hürmetle mübarek ellerinizden öper, dualarınızı beklerim.

Üniversite Nur talebeleri namına

Siyasal Bilgiler Fakültesinden

Ahmed Atak

***