Isparta vilayeti ve bütün beni tanıyanlar belki bütün ehl-i akıl ve vicdan, onların iftiralarını nefretle karşılar ve “Garazkâr planlar ile onu itham ediyorsunuz.” diyecekler.

Sâniyen: Meselemiz imandır. İman uhuvvetiyle bu memlekette ve Isparta’nın yüzde doksan dokuz adamları ile uhuvvetimiz var. Halbuki cemiyet ise ekser içinde ekalliyetin ittifakıdır. Bir adama karşı, doksan dokuz adam cemiyet olmaz. Meğer gayet insafsız bir dinsiz, herkesi (hâşâ) kendi gibi dinsiz tevehhüm edip bu mübarek ve dindar milleti tahkir etmek niyetiyle böyle işaa eder…

Sâlisen: Benim gibi pek ciddi bir muhabbetle Türk milletini seven ve Kur’an’ın senasına mazhariyetleri cihetiyle Türk milletini pek çok takdir eden ve altı yüz seneden beri bütün dünyaya karşı koyan ve Kur’an’ın bayraktarı olan bu millete karşı gayet şiddetli taraftar bulunan ve bin Türk’ün şehadetiyle, bin milliyetçi Türkçüler kadar Türk milletine bilfiil hizmet eden ve kıymettar otuz kırk Türk gençleri, namazsız otuz bin hemşehrilerine tercih etmekle bu gurbeti ihtiyar eden ve hocalık haysiyetiyle izzet-i ilmiyeyi muhafaza eden ve hakaik-i imaniyeyi pek vâzıh bir surette ders veren bir insanın; on sene ve belki yirmi otuz sene zarfında, yirmi otuz değil belki yüz belki binler talebesi, sırf iman ve hakikat ve âhiret noktasında onunla fedakârane bağlansa ve âhiret kardeşi olsalar çok mudur ve zararı mı var? Hiç ehl-i vicdan ve insaf bunları tenkide cevaz verir mi? Ve bunlara cemiyet-i siyasiye nazarıyla bakabilir mi?

Râbian: On sene zarfında yüz banknot ile idare eden ve günde, bazen kırk para ile geçinen ve yetmiş yamalı bir abayı yedi sene giyen bir adam hakkında: “Nereden para alıp yaşıyorsun ve teşkilat yapıyorsun?” diyenler, ne kadar insaftan uzak düştüklerini ehl-i insaf anlar.

İkinci Madde

Menemen Hâdisesi’nin bir yalancı taklidini yapıp; millete dehşet verip serbestî kanunları kolayca tatbik etmek desisesiyle, hükûmeti iğfal ederek güya “Hükûmetin serbestî kanunlarını kabul ettirmesine yardım ediyor.” entrikasıyla, beni Barla’dan Isparta’ya cebren celbettiler. Baktılar, ben öyle fitnelere âlet olamıyorum ve öyle her cihetçe vatana, millete, dine zararlı olan akîm teşebbüslere hiçbir meylim yoktur, anladılar ki o vakit planlarını değiştirdiler. Benim beğenmediğim bir şöhret-i kâzibemden istifade edip hiç hatır ve hayalimize