mühim bir hakkım bana verilmedi. Benim hüsn-ü hattım yok. Çok rica ettim ki bu, hayat memat meselesidir, bir yazıcı bana veriniz tâ hakkımı müdafaa için bir istida yazdırayım. Vermediler. Belki beni iki ay, gayet insafsızcasına bütün bütün konuşmaktan men’ettiler. Onun için gayet noksan ve müşevveş yazımla intizamlı yazamadım. İşte âhir beyanatım budur:

Eğer farz-ı muhal olarak müfsidlerin, muhbirlerin ihbar ettikleri gibi Risale-i Nur, hükûmetin birtakım siyasetiyle ve bazı kanunlarıyla tevfik edilmiyor, muaraza ediyor; belki başka siyasî kanaatlerdir ve ayrı ayrı fikirlerdir ve umum risaleler, imandan değil belki siyasetten bahseder diye gayet zahir bir iftira farz ve kabul edilse cevaben derim:

Madem hürriyetin en geniş şekli cumhuriyettir ve madem hükûmet ise cumhuriyetin en serbest suretini kabul etmiştir. Elbette hakiki ve kat’î ve reddedilmez kanaat-i ilmiyeyi ve efkâr-ı sâibeyi asayişe dokunmamak şartıyla, cumhuriyetin hürriyeti, o hürriyet-i ilmiyeyi istibdat altına alamaz ve onu bir suç tanımaz. Evet, dünyada hiçbir hükûmet var mıdır ki bütün bir tek kanaat-i siyasiyede bulunsun? Haydi –farz-ı muhal olarak– ben, perde altında kendi kendime kanaat-i siyasiyemi yazmışım ve bir kısım has dostlarıma göstermişim; bunda suç var diyen kanunları işitmemişim. Halbuki Risale-i Nur, iman nurundan bahseder; siyaset zulmetine sukut etmemiş ve tenezzül etmez.

Eğer faraza, laik cumhuriyetin mahiyetini bilmeyen bir dinsiz dese: “Senin risalelerin, kuvvetli bir dinî cereyan veriyor, lâdinî cumhuriyetin prensiplerine muaraza ediyor.”

Elcevap: Hükûmetin laik cumhuriyeti, dini dünyadan ayırmak demek olduğunu biliyoruz. Yoksa hiçbir hatıra gelmeyen dini reddetmek ve bütün bütün dinsiz olmak demek olduğunu, gayet ahmak bir dinsiz kabul eder.

Evet, dünyada hiçbir millet dinsiz olarak yaşamadığı gibi; Türk milleti misillü bütün asırlarda mümtaz olarak bütün aktar-ı cihanda, nerede Türk varsa Müslüman’dır. Sair anâsır-ı İslâmiyenin küçük de olsa yine bir kısmı, İslâmiyet haricindedir. Böyle pek ciddi ve hakiki dindar ve bin sene kadar Hak dininin kahraman ordusu olarak zemin yüzünde, mefahir-i milliyesini milyonlar menabi-i diniye ile çakan ve kılınçlarının uçlarıyla yazan bu mübarek milleti