çarpışmaları hengâmında bu sırr-ı ihlası muhafaza etmek, dinini dünyaya âlet etmemek müşkülleşmiş. En iyi çare, cereyanların kuvveti yerine, inayet ve tevfik-i İlahiyeye dayanmaktır.

İçtinabımızın çok sebeplerinden bir sebebi de Risale-i Nur’un dört esasından birisi olan şefkat etmek, zulüm ve zarar etmemektir. Çünkü وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرٰى Yani “Birisinin hatasıyla, başkası veya akrabası hatakâr olmaz; cezaya müstahak olmaz.” olan düstur-u irade-i İlahiyeye karşı, bu zamanda اِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًا sırrıyla şedid bir zulüm ile mukabele eder. Tarafgirlik hissiyle, bir caninin hatasıyla, değil yalnız akrabasına belki taraftarlarına dahi adâvet eder. Elinden gelse zulmeder. Elinde hüküm varsa bir adamın hatasıyla bir köye bomba atar. Halbuki bir masumun hakkı, yüz cani için feda edilmez; onların yüzünden ona zulmedilmez. Şimdiki vaziyet, yüz masumu birkaç cani için zararlara sokar. Mesela, hatalı bir adama müteallik, bîçare ihtiyar valide ve pederi ve masum çoluk çocukları ezmek, perişan etmek, tarafgirane adâvet etmek, şefkatin esasına zıttır. Müslümanlar içinde tarafgirane cereyanlar yüzünden böyle masumlar zulümden kurtulamıyorlar. Hususan ihtilale sebebiyet veren vaziyetler, bütün bütün zulmü dağıtır, genişletir.

Cihad-ı dinî de olsa kâfirlerin çoluk çocuklarının vaziyetleri aynıdır. Ganimet olabilir; Müslümanlar, onları kendi mülküne dâhil edebilir. Fakat İslâm dairesinde birisi dinsiz olsa çoluk çocuğuna hiçbir cihetle temellük edilmez, hukukuna müdahale edilmez. Çünkü o masumlar, İslâmiyet rabıtasıyla dinsiz pederine değil belki İslâmiyet’le ve cemaat-i İslâmiye ile bağlıdır. Fakat kâfirin çocukları, gerçi ehl-i necattırlar fakat hukukta, hayatta pederlerine tabi ve alâkadar olmasından, cihad darbesinde o masumlar memlûk ve esir olabilirler.

Umum kardeşlerime birer birer selâm ve kârı binler olan Leyle-i Mi’racınızı tebrik ederim. Merhum Hacı İbrahim’in, Re’fet Bey gibi müteallikatlarına benim tarafımdan taziye edip deyiniz ki: “O merhum, Risale-i Nur talebeleri dairesi içindedir; daima onlara olan dualara mazhardır. Biz de hususi ona dua ederiz.”

Said Nursî

***