(Hulusi Bey’in mektubudur.)

وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ مِنَ الْاَزَلِ اِلَى الْاَبَدِ بِلَا اِنْقِطَاعٍ

Eyyühe’l-Üstadü’s-Said!

Risale-i Nur şakirdlerinin şahsiyet-i maneviyelerinde en âciz, en zayıf ve en menfaatsiz bir uzuv olmakla beraber, bu intisabın verdiği kuvvetle, manevî efradının dualarının ve kudsî himayelerinin himmetine ve Rabb-i Rahîm’in kerem ve inayetine dayanarak, nâil olduğumuz son nurlu âsârın mütalaa ve zavallı muhitimizdeki neşrinden mütevellid hâlis sürurumuza ve nihayetsiz manevî duygularımıza tercüman ve lisan-ı acz ile hissiyatı izhara vasıta, başta muhterem ve çok müşfik ve aziz üstada ve onun tevfik-i Hudâ ile en kıymetli muînleri ve Risale-i Nur şakirdlerinin manevî cisimlerinde daima faal ve nevvar nâkil ve nâşirleri olan kardeşlerimize şükran ve dua borcumuzu iblağ etmek emel ve niyeti ile şu arîzacığı yazmaya başlıyorum.

Evvela ulvi ve gaybî kerametten bahsedeceğim: Mecmuatü’l-Ahzab’da Ercuze namındaki kaside-i mübareği, Fethi Bey’de buldum. Birçok yerlerini okudum. Fazla tetkik edemedim. Ancak Sekine namı verilen ve ism-i a’zamı tazammun eden altı isim

فَرْدٌ ، حَىٌّ ، قَيُّومٌ ، حَكَمٌ ، عَدْلٌ ، قُدُّوسٌ جَلَّ جَلَالُهُ

olarak buldum. Bu esma-i mübarekenin vird edilmesine müsaade ve ne suretle devam iktiza ettiğine emrinizi istirham ederim.

Merhum ceddimin Hazret-i Ali radıyallahu anh Efendimiz hazretlerine matuf ve evvelce arz ettiğim: كَرَامَاتُ الْاَوْلِيَاءِ حَقٌّ düsturunu tasdik sadedindeki keramat hâdisesinin ifade edildiği bir zamanda, orada da bu mübarek eserin neşredilmiş olması; cidden hayreti mûcib olmakla beraber, işlerimizin tesadüfle alâkası olmadığını gösterecek küçük bir delil ve Risale-i Nur, Mu’cize-i Kübra-i Ahmediye (asm) olan Kur’an-ı Azîmüşşan’dan nebean ettiği için i’cazkâr hâdisat eksik olmayacağına işarettir.

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبّٖى