(Küçük Hüsrev Mehmed Feyzi’nin bir fıkrasıdır.)

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ

Kıymettar Üstadım, Efendim!

Çeşm-i im’anımla kıldım Risale-i Nur’a nazar

Yoktur imkân yaza mislin efrad-ı beşer.

Bu ne elfaz, bu ne mana, bu ne üslub-u hasen

Okudukça münceli olmakta daim bir hüsün.

Bârekellah ey mukaddes Nur-u Hüda

Sendedir envar-ı tevfik-i İlahî ruşenâ.

Âfitabın nuru zâildir, bu nur amma verir

Subh-u mahşerde uyûn-u mü’minîne incilâ.

Her harfi şem’a-i feyz-i İlahî cilveger

Zevk alır baktıkça insan, bütün eşyadan geçer.

Eyliyor talim-i iman-ı tahkikî cümle âleme

Kim okur sıdkla, iner feyz-i Rahman kalbine.

Halleder tılsım-ı kâinatı, her harfi dünya değer

İlm-i nâfi’dir, yazılır ecr-i cezîl, tâ kıyamet bîkeder.

Hasılı, bi’l-cümle meknuzat-ı hikmet-perverin

Her biridir ehline, bir âfitab-ı Hak-nüma.

İlahî bihakkı Esmaike’l-Hüsna,

Tâ kıyamet münteşir olsun, uyûn-u ehl-i Hak bulsun cilâ.

Ey müellif-i Risale-i Nur, ger edersin iftihar becâdır

Gıpta ederse cümle ihvanın sana, çok sezadır.

Çünkü eyledin iman-ı tahkike bir memer

Elde ettin şaheserle zuhr-i yevmi’l-mefer.