dersinizi sair kardeşlerimle beraber okudum. Dedim: “Aziz kardeşlerim, bu âlî dersten istifade ediyor, mühim bir şey anlıyorum fakat zübde edemiyorum, zihnimde toparlayamıyorum, siz ne dersiniz?”

Hazırûn dersimizin yüksekliğine işaret ederek İslâmiyet’in ardı ve arkası kesilmeyen hücumlara maruz kaldığı bir zamanda, bu nurlu eserlere kavuştuğumuzdan dolayı, binler teşekkür ettik. Bilhassa doktora verilen son cevap hâşiyesinin letafeti yüzümüzde âsârını göstermişti.

Bir taraftan hınzır etinin hurmeti esbabı, illeti gayet güzel bir surette izah edilmiş, diğer taraftan da âlî müfekkirenizden parlayan nurlarla hem de pek yakında dünyanın ufuklarında İslâmiyet’in güneşinin parlayacağına işaret buyuruyorsunuz. Cenab-ı Hak sizden hadsiz hesapsız razı olsun.

Sevgili Üstadım, âciz talebeniz bu aczi ile manevî himmetinize iltica ediyorum. Ve öyle ümit ediyorum ki Hallak-ı Kerîm’im beni ihtiyarım olmayarak istihdam ettiği bu vâdide, duanız himmeti ile inşâallah bir idrak ve bir kabiliyet ihsan buyuracaktır.

Hakir talebeniz

Ahmed Hüsrev

***

(Said’in bir fıkrasıdır.)

بِاسْمِهٖ وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ

Aziz, sıddık, fedakâr ve vefadar kardeşim Kürt Bekir Bey!

Maatteessüf bilmecburiye nâhoş ve malayani sayılacak bir bahis söyleyeceğim. Fakat bu bahsim, hakiki hamiyet-perver Türkçülere karşı değil belki Frengîlik hesabına sahtekâr bir surette Türkçülüğü kendine perde eden mütecavizlere karşı söylüyorum. Şöyle ki:

Mülhid münafıkların en son ve alçakça ve vicdansızca aleyhimizde istimal ettikleri bir silahı şudur ki diyorlar: “Said Kürt’tür, bir Kürt’ün arkasında bu kadar koşmak hamiyet-i milliyeye yakışmaz.”