On Üçüncü Lem’a’nın on üç işaretle beyanı, Suretü’l-Felak ve Suretü’n-Nâs âyetleriyle

وَقُلْ رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطٖينِ ۞

وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ

âyetlerinin mecmu-u adedine veya bu iki surenin her birinde okunmakta olan اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجٖيمِ‌ adediyle ve Fatiha başta sayılmazsa yüz on üçüncü sureye tam ve latîf tevafuk ve işaret göstermesi nazar-ı dikkati celbetmektedir. Her işaretin nihayetinde, o işaretteki hakaik, birkaç enseb ve a’lâ kelime ile ifade edilmiştir ki bundan daha kuvvetli beyan olamaz. İhtisasımı, bu işaretlerdeki kelimelerle kısaca arz edeyim.

Birinci İşaret: Şeytanın ve onun şerik ve muînleri olan ehl-i dalaletin şerrinden ancak şeriat-ı Muhammediye (asm) ile âmil ve sünnet-i Ahmediye (asm) ile mütemessik olmakla kurtulmak imkânı olduğunu,

İkinci İşaret: Küfre giren ehl-i dalaletin kemiyeten çokluğunun kıymetsizliğini; şeytan ve avenelerinin tasallutlarına karşı istiaze, istiğfar, hıfz-ı İlahîye iltica ve takva ile sünnet-i seniyeye yapışmaktan başka çare olmadığını,

Üçüncü İşaret: Zahiren cüz’î hata ve isyanla çok büyük tahribat yapmakta olan hizbü’ş-şeytana karşı en kuvvetli kale olan Kur’anî kaleye iltica lâzım geldiğini,

Dördüncü İşaret:

مَٓا اَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللّٰهِ وَمَٓا اَصَابَكَ مِنْ سَيِّئَةٍ فَمِنْ نَفْسِكَ

âyetine bir nevi tefsir mahiyetinde, cüz’î ihtiyar ve icadsız kesb ile şerlere sebebiyet veren şeytanın müthiş tahribatına karşı, istiğfar ve Allah’a iltica ve sünnet-i seniyeye riayet iktiza ettiğini,

Beşinci İşaret: Kur’an-ı Hakîm’in azîm tergib ve teşviklerinin tam yerinde olup ehl-i imanın desais-i şeytaniyeye kapılmaları, imansızlıktan ve imanın zayıflığından ileri gelmediğini hem günah-ı kebairi işleyenlerin küfre girmediklerinin

فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ ۞ وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ