ve noksansızdır. Beşerin her tabakası kendi fıtrî anlayışları nisbetinde hissemend ve faidemend olurlar. Şimdiye kadar tenkit olunmaması, her meslek ve mezhep ve meşrep ehline hoş gelmesi ve mülhidlerin dil uzatamayıp ebkem kalmaları, kanaatimizin sıhhatine delâlet etmeye kâfidirler.

Vazifenizin bitmediğine dair düşünebildiğim bürhanlar:

Evvela: Bid’atların çoğaldığı bir zamanda ulemanın sükût etmemeleri lâzım geldiğine dair beyan buyurulan hadîsteki emir ve zecir.

Sâniyen: Peygamberimizin ittibaına mükellef olduğunuzdan onlar gibi müddet-i hayatınızca vazifeye devam mecburiyeti olduğu.

Sâlisen: Madem bu hizmet münhasıran reyinizle değil, istihdam olunuyorsunuz; nasıl Mübelliğ-i Kur’an, Fahr-i Cihan, Habib-i Yezdan sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretleri bir gün اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دٖينَكُمْ ferman-ı celilini tebliğ buyurmakla aynı zamanda vazife-i risaletinin hitamına remzen işaret eylemişti. Muhterem Üstadın da hizmeti kâfi görülürse bildirilir kanaatindeyim.

Râbian: Sözler hakkında bugüne kadar sükût edilmesi ve tenkide cüret edilmemesi, ilâ-nihaye bu halin devam edeceğine delil olamaz. Hal-i hayatınızda muhtemel hücumlara evvelen ve bizzat zat-ı fâzılaneleri cevap vereceksiniz.

Hâmisen: Dünyayı unutmak isteseniz başka hiçbir sebep olmasa dahi yalnız bu mübarek Sözler’le rabıta peyda eden insanların rica edecekleri izahatı vermek isteyecek ve cevapsız bırakmayacaksınız.

Sâdisen: Allah için sizi sevenlere ve sizden istizahta bulunanlara yazdığınız pek kıymetli yazılarla meclis-i ilminizde takrir buyurduğunuz mütenevvi ve Sözler’e bile geçmeyen mesail, kat’iyetle gösteriyorlar ki ihtiyaç da hizmet de bitmemiştir.

Birkaç maruzat: Nurlu Sözler’i cemaate okumak nasib olduğu zamanlarda, bende bazı hissiyat hasıl oluyordu; şurada arza müsaadenizi rica edeceğim.

Evvela: Muhterem Üstadıma maruzatta bulunmak için kalemi elime aldığım zaman ruhumda büyük bir inkişaf hissediyor ve ihtiyarsız kalemim o andaki muvakkat duygularıma tercüman olduğunu görüyorum.