ulviyetle mâ-i zemzem içiriyor. İhlası tam, vicdanı temiz, ruhu teslim, cismi latîf, nesebi tahir kardeşlerimiz, bu ikaz ile Cenab-ı Erhamü’r-Râhimîn’e niyaz edip “Yâ Rab, cümle ihvanımızı yaramaz şeylerden halâs et ve ihlas-ı tamme ihsan et!” dualarında, sâlifü’l-arz haslet-i hamse-i âliye ve ehliyeden olmayan ve kesafetli ruhuyla müteaddid nuru karıştıran ve zahir haliyle sebeb-i risale olup umumun dua ve himmetlerini her an arzulayan, bu uğurda Risale-i Nur’a serfürû ve serfeda edenleri; Cenab-ı Erhamü’r-Râhimîn, Habib-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, Kur’an-ı Hakîm ve hizbü’l-Kur’an hürmetine mağfiret buyurup niyet edip talep ettikleri hizmetinde muvaffak buyursun, âmin!

Şu mübarek risaleler, hararetli bir adamın suyu gördüğünde ufak bir kapta ise karnına koymak, büyük göl ve deniz ise içine girmek istediği gibi; şu zamanın nursuz yakıcı şiddet-i hararetine karşı ihlas denizini göstermekle harareti kesmek hem her nevi cevahir ve elmas içinde bulunduğunu beyan etmekle o denize davet ediyor. Nefsin talibi olduğunu riya ve hubb-u câh gibi her cihette zararlı yılanlar gibi zehirleyen, ibadet perdesi altında dünyayı tahsil etmek isteyip kabir kapısında hatasını bildiği ve teveccüh-ü nâsa muhabbetten, firavun gibi gark olurken dönmek isteyip kimseye müyesser olmadığını ve daha teferruatı ile o âlemleri bu lem’alar öyle tenvir ediyorlar ki eğer murad-ı İlahî olsa bu zamanın şöhret-perest zındıkları da görselerdi, ellerindeki vücudlarına zemherir getiren buzları atıp ihlas ile iman edip Kur’an’ın elmas cevahirlerini alırlardı.

Muhterem Efendim! Keramet-i Aleviye Risalesi çok cihetlerle keramet olduğu gibi Risale-i Nur şakirdlerini intibaha ve teşvike, sa’y ü gayrete, cesaret ve şecaate sevk ile hareket ettikleri yolda yalnız olmadıklarını ve karşılarında düşmanın yalnız onların düşmanı olmayıp belki mazide duran ve bize pek yakından bakan ervah-ı âliyenin de düşmanı olup o âlî ruhlar önümüzde pişdar, etrafımızda zırh gibi ve muhafız ve muavin olduklarını göstermekle, zayıflara kuvvet, havf edenlere cesaret ve şecaat, kavîlere refik oluyor ve her zaman bu risaleye herkesin ihtiyacını gösteriyor. Bu zamanın kisve-i ilmiye ve mümessil-i din ve rehber-i millet perdeleri ile ilmi eneye, dini dünyaya ve kendileri meyhaneye düşen ulemaü’s-sûu haber vermekle, ehl-i iman ve irfanı insafa, ittifaka, ittihada davet ediyor.