Şefkatli Üstadım! Hizmet-i Kur’an’da ve Risale-i Nur’un neşriyatındaki zerre-i vâhide kabîlinden olan mesainin nezd-i âlî-i üstadanelerinde hüsn-ü kabule mazhariyeti; zayıf, âciz, fakir hizmetkârınız ve iktidarsız, idraki nâkıs, ihatası dar, şuuru muhtel talebenizi ne derece sevinç ve sürura kalbettiğini tarif edemem.

Böyle manevî ve kudsî takdirata mazhar buyurulan ve bizim gibi günahkârlara, otuz senelik iştiyakla, on senelik münâcat ve niyaz mukabilinde siz Üstadımızı ihsan buyuran ve kullarının isyanlarına bakmayarak her istediklerini bilen, işiten ve beleğan mâ belağ veren ve bütün mükevvenatı yed-i kudretinde tutan ve her şeye sahip ve mâlik ve hâkim bulunan Cenab-ı Hak ve Feyyaz-ı Mutlak Hazretlerine ne suretle hamd ve şükür edeceğimi bilemiyorum.

Kıymetli Üstadım! Siz tavassut buyurunuz, değersiz hizmetimizle, pek az ve kısa olan şu dünya hayatı içinde belki bir katre mesabesindeki hamd ve şükrümüzü “Tekabbelallah” sırrına mazhar buyursun inşâallah.

Mektubat Risalesi’nin İkinci Mektub’unu daima hatırlayarak bu emirlerinize riayet etmeye çalıştığım halde bir mücbir-i gaybî bendenizi tahrik ederek İkinci Mektub’a muhalefete sevk ediyor.

Niyetim hâlis, sadakat ve merbutiyetim ciddi ve çok sağlam. Her türlü riyadan ârî ve hiçbir maddî menfaate matuf ve müstenid olmayan, Allah rızası yolunda, Kur’an namına ve Risaletü’n-Nur’a hizmet gayesine matuf ve bilhassa bizim gibi âciz, âsi ve günahkârların hidayet ve irşad ve îsaline ve ehl-i dalaleti ve ehl-i bid’ayı tarîk-ı hakka davet ve hakaik-i imaniyeye hâdim bir kudsî zat, bizlere ve memleketimize “vediatullah” olarak ihsan buyurulmuş.

Kıymetli misafirimiz nasıl ki biz günahkârların manevî yardımına koşuyor ve gece ve gündüz mağfiret-i İlahiyeye ve irşadımıza çalışıyorsa bizler de bu aziz misafirimizin maddî yardımına seve seve ve iştiyakla ve ancak Allah için koşmak ve çalışmak vazifesiyle mükellef bulunduğumuzu hissediyoruz.

Hem bizlere Kur’an ve Hazret-i Peygamber (asm) emrediyor: تَعَاوَنُوا Gurabaya muavenet…

Af dilerim, kıymetli ve sevgili Üstadım. Bilirim ki hediyeleri kabul etmiyorsun. Fakat zekât ve sadaka gibi muaveneti, arkadaşlarımızın