Der ki: Bunlarda muntazam ef’al var, muntazam fiil ise fâilsiz olmaz. Öyle ise bir fâili var. İntizam ve mizan ile o fâil iş gördüğü için hakîm ve âdil olmak lâzım gelir. Madem hakîmdir, abes işleri yapmaz. Madem adaletle iş görüyor, hukukları zayi etmez. Öyle ise bir mecma-ı ekber, bir mahkeme-i kübra olacak.

İşte “Hakikat”ler bu tarzda işe girişmişler. Mücmel olduğu için üç davayı birden ispat ediyorlar. Sathî nazar fark edemiyor. Zaten o mücmel “Hakikat”lerin her birisi, başka risaleler ve Sözler’de kemal-i izahla tafsil edilmiş.

Abdülmecid’in ikinci nâkıs cevabı şudur ki:

O zatın yanlış sualine mümaşat edip yanlışını kabul ettiği için yanlış etmiş. Çünkü Onuncu Söz’ün “Hâşiye”sinde, ism-i a’zam, yalnız her ismin a’zamî mertebesinden ibaret olduğu zikredilmemiş. Belki çok yerlerde demişiz: “İsm-i a’zamdan ve her ismin a’zamî mertebesinden tezahür eder.” İsm-i a’zamı ispat etmekle beraber, her ismin bir mertebe-i a’zamı var ki Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm bunlara mazhar olduğu gibi haşr-i a’zam da onlara bakıyor. Mesela ism-i Hâlık meratibi, benim Hâlık’ımdan tut tâ Hâlık-ı külli şey’e kadar olan mertebe-i a’zama kadar meratibi var.

O şüpheli zatın, her ismin bir mertebe-i a’zamı olduğunu tezyif etmek niyetiyle mutasavvıfe-i mütefelsife fikridir demiş. Halbuki başta İmam-ı A’zam, İmam-ı Gazalî, Celaleddin-i Süyûtî, İmam-ı Rabbanî, Şah-ı Geylanî gibi sıddıkîn-i muhakkikîn, ism-i a’zamı ayrı ayrı görmüşler. İmam-ı A’zam demiş: “El-Adl, El-Hakem ism-i a’zamdır.” ve hâkeza. Her ne ise… Bu mesele bu kadar yeter.

O zatın sathî ilişmesinden üç cihetle memnun oldum:

Birincisi: Tenkit etmek istediği halde, edemediği için gösteriyor ki Onuncu Söz’ün hakaiki, kabil-i tenkit değildir. Olsa olsa teferruat kabîlinden bazı ibarelerine ilişebilir.

İkincisi: İnşâallah âlî bir zekâ ve gayreti bulunan Abdülmecid’i gayrete getirdi. Hulusi’ye yakışacak çalışkan, müteyakkız bir arkadaş oldu.

Üçüncüsü: O zat müşteridir ki ilişmiş, müşteri olmayan lâkayt kalır. İnşâallah ileride tam istifade edecek.

Bu nüktenin bir güzel mealini ya sen ya Abdülmecid kaleme alıp benim selâmımla, memnuniyetimle beraber, o zata gönderebilirsiniz.