yazılmasına merak ettim, hatırıma geldi. Birden yirmi beşe kadar devaları topladım 325 oldu. Tekrar eden 6 numaralı devayı da zammedince 331 çıktı. Söylenişte ve yazılışta ekseriyetle hazfedilen bu rakamlardaki kaldırılmış 1000 sayısını nazar-ı dikkate alırsak 1325 ve 1331’de İslâm âleminin başına gelmiş olan musibetlere, bu Lem’a’da mahfî işaret bulunduğuna hükmeyledim. Basîretli ve nurlu arkadaşların daha mahfî hakaik çıkardıklarını ümit ediyorum.

Eski talebenizden Hâfız Hüseyin Efendi’ye bu Lem’a’yı babasının vefatından birkaç gün sonra, arefe günü Hâfız Ömer Efendi ile evine gitmek suretiyle okumak nasib oldu. Maddî ve manevî hastalıklarına ilaç veren hekim-i hâzık aziz Üstada çok dua etti. Bu mübarek eserin bu zat üzerindeki tesirini şöyle telhis edebiliriz: Ehibba ve arkadaşlarından hastalığını soranlara “Çok mükemmel bir ilaç buldum. Doktorlara ilaç parası vermekten elhamdülillah kurtuldum. Günden güne iyi oluyorum.” diyormuş.

17 Zilhicce 1353

Uhrevî kardeşiniz

ve âciz talebeniz

Hulusi

***

(Risale-i Nur şakirdlerinden Kuleönlü Hacı Osman’ın bir fıkrasıdır.)

Muhterem Üstadım!

Risale-i Nur’u birkaç seneden beri dinleyip binde bir almış olduğum manevî yaralarıma bir ilaç vazifesi görüyordu. Fakat hastalara ait Yirmi Beşinci Lem’a ve ihtiyarlara ait Yirmi Altıncı Lem’a’yı Mustafa ve arkadaşlarımla beraber okuyup kemal-i şevk ile dinledim. Bakıyorum ki vücudumdaki yaralara güzel tesir ediyor, arkadaşlarıma dedim:

Madem Risale-i Nur’un tesiri bu kadar kuvvetlidir, ben yazmaya karar verdim fakat hiç okuyup yazmam yok ki böyle kıymettar Risale-i Nur’a yardım edeyim. Madem kalemim yok, beni hizmetçi ve postacı olarak tayin ediniz diye müteessirane söyledim.