aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretlerinin en büyük mu’cizesi olan, tâ kıyam-ı saate kadar hükmü ve i’cazı bâki olacağına iman ettiğim Kur’an’ın nurları delâletiyle ve Üstadımın mübarek isimlerini, vesile-i kabul olmak üzere kullanarak iltica edebiliyorum. Hiç mümkün müdür ki bu eşiğe yüzümü sürerken “Yâ Rab, Üstadım Said Nursî Hazretlerinden razı ol, dâreynde muradlarını hasıl kıl!” diye yalvarmayayım? Aslâ ve kat’â. Bu bir vazife olmakla beraber, kanaatçe inşâallah vesile-i icabe-i duadır.

Aziz Üstad! Sadîkınızın zayıf ruhu, bu fâni hayatta olduğu gibi bâki ve sermedî hayatta da inşâallah ulvi ruhunuzun cenah-ı şefkatinden ayrılmayacaktır, ayrılamayacaktır ve ayıramayacaklardır.

Evet, gayr-ı kabil-i inkârdır ki bu fâni hayatın dağdağaları arasında, havas ve letaif her zaman müştakı bulundukları münevver ve muhteşem âyineye bakamıyorlar fakat o meşgaleden feragat edildiği anda, yine Nur bütün haşmetiyle arz-ı dîdar ediyor. Bu zamanlarda hiç ayrılık hissetmiyorum. Hattâ ihtilaf-ı mekânı da tesirsiz görüyorum.

Yedinci ve Üçüncü Lem’aların bura postahanesine vürûdu, ramazanın on birine tesadüf ediyor. Bir gün postada kalmasına karşılık tutulursa her bir Lem’a, bu mübarek ayın başından onuna kadar birer gün almışlar ve “Evvelühü rahmetün” olan aşr-ı ûlâ-yı ramazanda mahall-i maksuda vâsıl olmuşlardır. Müftülük ilanına göre tam onuncu gündedir.

Dördüncü ve Sekizinci Lem’aları da bu mâh-ı gufranın on dördüncü günü aldım. Posta bir gün evvel geldiğine ve bir gün de postada kalışına veya birinci makama sayılırsa bu nurlu eser de sanki ramazanın her gününde bir Lem’a alarak yerini bulmakla hem bu adetlerin boşuna konulmadığına hem de “Evsatuhu mağfiretün” olan aşr-ı sânî-yi ramazanda yazıldığı mahalle yetişeceğine sarahat derecesinde delâlet ediyor.

Şu saatte şuâatını gözüme sokan güneş gibi bu kadar nurlu ve zahir hakaiki, mahza bir inayet-i İlahî olarak, bu bîçareye gösterilen bu mübarek eserlerden, bu Nurların bihavlillah gurûbsuz tulû ettikleri mahalle, Utarid ve Zühre gibi maddeten ve manen yakın bulunan hizbü’l-Kur’an’a dâhil hâfız, sadık, hâlis ve salih kardeşlerimin daha çok esrar anlayacaklarına şüphe etmiyorum.