Zühre, Habbe, Katre ve Zeyli’nin Arabî bir nüshası bu fakire ihda buyurulmuş, bir gün tercümesinin de yapılacağına işaret olunmuştu. Demek, zamanı geldi ve benim gibi Arabî bilmeyen kardeşlerin manevî arzuları, Zühre’nin tercümesine vesile oldu. Çok muhtasar olarak duygularımı arz edeceğim:

Birinci Nota:

فَاعْلَمْ اَنَّهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ

kelime-i tevhidi ile Mabud-u Hakiki’ye bağlanmalı.

İkinci Nota:

اَللّٰهُ اَكْبَرُ اَللّٰهُ اَكْبَرُ لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَاللّٰهُ اَكْبَرُ اَللّٰهُ اَكْبَرُ وَلِلّٰهِ الْحَمْدُ

tekbir-i ekberi ile kibriya ve azamet sahibi ancak Allahu Zülcelali ve’l-kemal olduğunu…

Üçüncü Nota:

كُلُّ شَىْءٍ هَالِكٌ اِلَّا وَجْهَهُ لَهُ الْحُكْمُ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ

nass-ı azîmi ile madem her şey helâk olacak, ey zayıf insan! Bundan senin, şemse nisbeten bir zerre bile olmayan hayatının da hissesi olduğunu anla, aklını başına topla, yaratılışındaki hikmeti düşün, haddini bil, ömr ü hayatını, sana saadet-i ebediyeyi temin edecek şeylerle geçir hakikatini…

Dördüncü Nota:

كُلُّ نَفْسٍ ذَٓائِقَةُ الْمَوْتِ ۞ قُلْ يُحْيٖيهَا الَّذٖٓى اَنْشَاَهَٓا اَوَّلَ مَرَّةٍ

وَهُوَ بِكُلِّ خَلْقٍ عَلٖيمٌ

gibi âyetlerle müeyyed olduğu üzere ba’de’l-mevt

ثُمَّ نُفِخَ فٖيهِ اُخْرٰى فَاِذَاهُمْ قِيَامٌ يَنْظُرُونَ

âyetinin sırrı zahir olacak ceza ve hesap gününde, Mâlik-i Yevmi’d-din’in huzurunda, mahlukat ve mevcudatın en kıymettarı olan insanın aynen halk olunarak bulundurulacağını…

Beşinci Nota: Avrupa’nın surî medeniyetinin hakaik-i Kur’aniye ile butlanını