Bir şeyi yazmak; okumak, anlamak, sonra başka kâğıda nakletmektir ki bu tarzla matlub istifadenin temin edileceği muhakkaktır.

5- Bir saati bir sene ibadet hükmüne geçecek tefekkür: Evet Nurlarla istifade, böyle saatler, zannederim hepimizin meşhudu olmuştur. Sözler’deki hakaiki tefekkür, aynen Kur’an’ın künuzunu manen taharridir ki Fettah ismi imdada yetişerek, öyle muhayyirü’l-ukûl kapılar açıyor ki zevkine nihayet bulunmuyor. Perdesiz, vasıtasız Kur’an’a bakınca zülâl gibi hakaikin tecelli ettiği, bulutsuz havada güneş ve böyle bir havada yıldızlarla süslenmiş semada bedirlenmiş kamer gibi müşahede olunuyor.

Benim gibi bir isyankârın vaziyeti, hali, kabiliyeti, istidadı aslâ müstaid değilken, Allahu Zülcelal’in nihayetsiz kerem ve rahmeti, fazıl ve inayeti ile iki kere iki dört kat’iyetinde kat’î kanaatim gelmiştir ki Hazret-i Gavs’ın ve onun üstadı, iki cihan fahri Nebiyy-i Efhamımız (asm) Efendimiz Hazretlerinin dua ve himmetleri, Hazret-i Kur’an’ın şakirdleri üzerindedir. Sû-i ihtiyarımızla bozmazsak bu himayet ve sahabet elbette devam edecektir, kat’î kanaat ve imanındayım.

Şu satırları bana yazdırtan âsâr-ı Nur’un şeref-i vürûdları ve feyizleri, inşâallah içinde gizlenmiş olan aşr-ı âhir-i ramazandaki Leyle-i Kadrin ihya edilmiş sevabını verir ve rıza-yı Samedanîye mazhariyetle, saadet-i ebediyeyi kazanmaya bir vesile olur.

Ey Üstadımın bu fâni âlemde arkadaşları inşâallah âhiret âleminde de yoldaşları olacak olan aziz ve kıymetli kardeşlerim! Şu anda kalbim şöyle inliyor, ben de ihtiyarsız yazıyorum:

Hazret-i Üstadın gösterdiği yol, aynen Kur’an’ın cadde-i kübrasıdır; ondan ayrılmayalım, hizmetten kaçmayalım, fütur getirmeyelim. Sermayesi yalan ve yalancılık olan siyaset propagandaları, sû-i kesbimiz ile kazanılan ve bugün tevarüs eden fena şeylere karşı, kaderi ittiham derecesinde muradullaha müdahaleye cesaret etmeyelim. Biz abdiz. Sebeb-i hilkatimiz; seyyidimizi, yaratanımızı, râzıkımızı bilmek ve bulmaktır. Hülâsa-i mevcudat olan Peygamberimiz vasıtasıyla inzal ve ikram buyurulan Kur’an’ın ahkâmına ve o Hazret’in sünnetine tevfik-i harekete bezl ü gayret edelim. İşte o Nur elimizde mürebbi, yanımızda muarrif. Aramızda Nurları neşre, mürebbi ve muarrifimizi dinlemeye çalışalım. Biz vazife-i ubudiyeti yapalım, netice-i mükâfatı Hâlık-ı Rahîm’imize bırakalım. Yekdiğerimize en büyük yardım olan duayı da esirgemeyelim.