Cünun başımda yanar, ateş-i maâlîdir

Cünun başımda benim bir zekâ-i âlîdir

Benim cünunuma rehber ziya-yı ulviyet

Benim cünunumu bekler azîm bir niyet

Evet Said Nursî, İstanbul’a şûrezar vilayat-ı şarkiyenin maarifsizlikle öldürülmek istenilen Yıldız siyasetlerine istikamet vermek azmiyle gelmişti. Daha İstanbul’a gelmeden Van’dan, Bitlis’ten, Mardin’den defaatle nefyolmasından İstanbul’a gelmesiyle beraber Merhum Sultan Abdülhamid tarafından suret-i ciddiyede tarassud altına aldırıldı. Birkaç kere tevkif edildi. Nihayet bir gün geldi, Said Nursî’yi Üsküdar’a Toptaşı’na yolladılar. Çünkü hapishanede ikaz edilecek kimseler bulunmak muhtemeldi. Tımarhaneden ikide bir çıkartılıyor; maaş, rütbe tebşir ediliyor. Hazret-i Said: “Ben memleketimde mektep medrese açtırmak üzere geldim, başka bir dileğim yoktur. Bunu isterim, başka bir şey istemem.” diyordu…

Tabir-i âherle Bedîüzzaman iki şey istiyordu: Vilayat-ı şarkiyenin her tarafında dinî mektepler, medreseler açtırmak istiyor ve başka bir şey almamak istiyordu…