Yeni bir Hâfız Ali (rh) numunesini gösteren ve Milaslı Halil İbrahim’in sadakatini andıran İslâmköylü Halil İbrahim ve orada ona benzeyen kardeşlerime de pek çok selâm…

Ve bilhassa Isparta’da kahraman Rüşdü’nün kahraman kardeşi Burhan bizi çok minnettar ettiğini ve az bir işle bize ve Risale-i Nur’a pek çok iş gördüğünü söyleyiniz.

Zaten sana şifahen söylemiştim, unutma, hususi Zekâi’yi de gör ve de ki: “Cenab-ı Hakk’a şükrediyorum, yine Zekâi namında ve suretinde biraderzadem Abdurrahman’ı yine bana verdi.” Daha şifahen söylediklerimi sen bilirsin, sen benim mektubumsun.

***

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Sizin bu defa neşeli, güzel mektublarınız, Risale-i Nur’un serbestiyeti ve matbaa kapısıyla intişarı hakkında beni çok mesrur eyledi. Ve kahraman Tahirî’nin yine bu ehemmiyetli işte çalışması için buraya gelmesi, beni şiddetle dünyaya bakmaya sevk etti. Kalben dedim: Madem kardeşlerim bu derece istiyorlar, çaresini arayacağız.

Gecede kalbime geldi ki: İki ehemmiyetli sebepten, inayet-i İlahiye tam serbestiyet ve eski harflerle tamamını tabetmek tam müsaade etmiyor:

Birinci sebep: İmam-ı Ali’nin (ra) işaret ettiği gibi perde altında her müştak, kendi kalemi ile veyahut başka kalemi çalıştırmasıyla büyük bir ibadet ve âhirette şehitlerin kanıyla racihane muvazene edilen mürekkep ile mücahede hükmündeki kitabetle envar-ı imanı neşretmektir. Eğer tabedilse herkes kolayca elde ettiği için kemal-i merakla ona çalışamaz, bilfiil neşrine hizmet vazifesini kaybeder.

İkinci sebep: Risale-i Nur’un mühim bir vazifesi, âlem-i İslâm’ın ekseriyet-i mutlakasının yazısı ve hattı olan huruf-u Arabiyeyi muhafaza etmek olduğundan, tab yoluyla işe girişilse; şimdi ekser halk yalnız yeni hurufu bildikleri için en çok risaleleri yeni hurufla tabetmek lâzım gelecek. Bu ise Risale-i Nur’un yeni hurufa bir fetvası olup şakirdleri de o kolay yazıyı tercih etmeye sebep olur. Onun için şimdiye kadar pek çok müstahak ve lâyık iken Risale-i Nur’a serbestiyet verilmemişti. Lillahi’l-hamd şimdi hakikatlerinin kuvvetiyle serbestiyeti kazandı. Hattâ eski harfle tab yasak iken Âyetü’l-Kübra’yı bize teslim ettirip bir keramet-i ekber gösterdi.