Aynen öyle de bu zamanda onun bir mu’cizesi ve nuru olan Risale-i Nur dahi felsefe-i maddiyeden gelen dehşetli dalalet-i ilmiyeye karşı avam-ı ehl-i imanın taklidî olan imanlarını, o dalalet-i ilmiyenin savletinden kurtarıp umum ehl-i imana bir nokta-i istinad ve yakın ve uzaklarda olanlara dahi zapt edilmez bir kale hükmüne geçmiştir ki bu emsalsiz dehşetli dalaletler içinde, yine avam-ı mü’minînin imanını şüphelerden ve İslâmiyet’ini hakikatsizlik vesveselerinden muhafaza ediyor.

Evet her tarafta, hattâ Hint ve Çin’de ehl-i iman, bu zamanın çok dehşetli dalaletinin galebesinden; acaba İslâmiyet’te bir hakikatsizlik mi var ki sarsılmış diye şüpheye ve vesveseye düştüğü vakit birden işitir ki bir risale çıkmış, imanın bütün hakikatlerini kat’î ispat eder, felsefeyi mağlup edip zındıkayı susturuyor diye anlar. Birden o şüphe ve vesvese zâil olup imanı kurtulur ve kuvvet bulur.

Sualin ikinci şıkkı: “Sen, bir mektubunda, şairane bir latîfeyi –yani kuşların, mektublarını yazmak ve okumak zamanında yanınıza ve şakirdlerin yanına gelmelerini o latîfeyi– ciddi bir tarzda kardeşlerine yazdın. Halbuki o kuşlar, hal-i âlemi ve Risale-i Nur’un hâdisata karşı faydasını bilecek mahiyetinden uzaktırlar?”

Elcevap: Emir ve izn-i İlahî ve havl ve kuvvet-i Rabbaniye ile umum hayvanatın melaikeden bir çobanı, bir nâzırı olduğu gibi kuş taifesinin de bir çobanı var. Onlar bilmese de emr-i İlahî ile ve ilham-ı Rabbanî ile çobanları onları sevk eder. O sevk-i fıtrî ise kuşlara gelen ilhama dayanır. Kuşlar, ilhama mazhardırlar ki yaşı bir günlük bir arı yavrusu, havada bir gün mesafede gider; o ilham-ı fıtrî ile o sevk-i Rabbanî ile yolunu şaşırmadan dönüp gelip yuvasına girer.

Evet nasıl ki küre-i arz, Risale-i Nur ve şakirdlerine gelen zulme itiraz etti ve cevv-i hava yağmursuzlukla ve soğukla Risale-i Nur’a gelen tazyikat ve müsadereyi tenkit etti ve bulutlar serbestiyetini yağmurlarla alkışladı, elbette kuş nev’i de alâkadar olabilir.

Evet, insanın bir kısım sun’î kuşlarının bir bomba yumurtası ile bir köyü harap edip bin adamı mahveden cinayetine ve cehennemî zakkum yumurtaları taşıyan o insanî kuşların tahripçi kısmını hem küre-i arza hem nev-i beşere müstebidane, merhametsiz tahribatına karşı bu hayvanî kuşlar, tesirli bir surette istikbali tenvir eden Risale-i Nur’u elbette manen tebrik edip alkışlar diye suretindeki hâdise gerçi çok tatlı bir latîfedir fakat çok ince bir hakikat dahi içinde var.

***