ve Nurcuları alâkadar etmek ve o masum şakirdi de acib iftiralarla lekedar etmek, esbablar olduğu halde فَاِنَّكَ مَحْرُوسٌ بِعَيْنِ الْعِنَايَةِ sırrıyla yine inayet-i İlahiye imdada yetişti. O adam tam yüzünden dört gülle ile yakından vurulduğu halde ölmedi. Ve hârika bir surette hiçbir şahit bulunmadı. Hiçbir emare bulunmadı. O vurulan adam, ne mahkemeye ne babasına ne kardeşlerine kim vurduğunu ısrar ettikleri halde söylemedi yani söylettirilmedi. Eğer söylese idi habbeyi kubbe yapan münafıklar, acib iftiralar edeceklerdi. Cenab-ı Hak, ihsan ve keremiyle Nurları ve Nurcuları himaye edip o hâdise ve o bombanın patlaması bize zarar vermedi. Kat’î kanaatimiz gelmiş ki bu bir keramet-i Nuriyedir.

Hem o adam Nurların bir parçasını okuduğu cihetiyle, onun kerametiyle hayatını kurtardığı gibi ondan aldığı cüz’î bir ders-i hakikat hissiyle, o elîm vaziyetinde ve inatçı tabiatında, yine Nurlara zarar gelmemek için susturuldu. Ne mahkemeye ne akrabasına söylettirilmedi. Fakat benim yanıma bir defa geldiği ve istikamete söz verdiği halde yanlış hareket ettiği için tokat yedi. Hattâ ittihama maruz olabilir şakirdin de kemal-i sadakat ve ihlas içinde bazı lâkaytlıkları yüzünden bir şefkat tokadı yediğini anladık.

***

“Hüve Nüktesi”nin âhirinde bu parça yazılacak

Gördüm ki âlem-i misal, nihayetsiz fotoğraflar ve her bir fotoğraf, hadsiz hâdisat-ı dünyeviyeyi aynı zamanda hiç karıştırmayarak alıyor. Binler dünya kadar büyük ve geniş bir sinema-i uhreviye ve fâniyatın fâni ve zâil hallerini ve vaziyetlerini ve geçici hayatlarının meyvelerini sermedî temaşagâhlarda ve cennette saadet-i ebediye ashablarına dünya maceralarını ve eski hatıralarını levhalarıyla gözlerine göstermek için pek büyük bir fotoğraf makinesi olarak bildim.

Hem Levh-i Mahfuz’un hem âlem-i misalin iki hücceti ve iki küçücük numunesi ve iki noktası insanın başında olan kuvve-i hâfıza ve kuvve-i hayaliye mercimek küçüklüğünde iken, hiç karıştırmayarak kemal-i intizamla içlerinde bir büyük kütüphane kadar malûmatın yazılması kat’î ispat eder ki o iki kuvvenin numune-i ekber ve a’zamları, âlem-i misal ile Levh-i Mahfuz’dur.