Mevkuflardan Said Nursî’nin mensuplarına gelince: Onlar Said Nursî’nin ilmî ve vâkıfane eserlerine, din meselelerini ve Kur’an hakikatlerini öğreneceğiz diye peşine düşmüşler ve bunlar hüsn-ü niyet sahibi olup sırf dinî itikad yönünden Said’e ve okudukları risalelere bağlılık göstermişler. Bu maksatla yaptıkları muhabere mektublarının münderecatında, hükûmete karşı kötü maksat beslemedikleri ve bir cemiyet veya tarîkat kurmak fikriyle hareket etmedikleri anlaşılmış olduğuna mütedair olduğu görülmüş ve her ne kadar evrak arasında mevcud sorgu hâkimliğince Denizli ehl-i vukuf raporunda Said Nursî’nin bazı âsârından istidlal tarîkıyla ve mesnedsiz olarak kendisinin ve mensuplarının hükûmete karşı kötü bir maksat besledikleri beyan olunmakta ise de evrak-ı tahkikiye münderecatında ve şuhudun, maznunlara atfen ve isnad olunan ef’al hakkında adem-i malûmat beyan etmelerine ve Ankara Ağır Ceza Mahkemesince yaptırılan ehl-i vukuf raporu mahiyet ve münderecatına göre şâyan-ı ihticac ve iltifat görülmemiş ve esasen maznunların ekseriyet-i a’zamîsi okumak yazmaktan âciz bulunmuş, diğer kısmı da kendilerini ibadet ü taate vermiş oldukları, binaenaleyh devletin emniyetini ihlâl edecek mahiyet arz edecek şerait ve evsafı haiz kimselerden olmadıkları tezahür ve tahakkuk etmiş ve mahkemenin kanaat-i vicdaniyesi de bu merkezde tecelli ve tahassül etmiş olmakla; müddeiumumînin tecziyeleri hakkındaki mütalaası, zikir ve ta’dad olunan delaile karşı gayr-ı vârid görüldüğünden reddiyle, zan altına alındıkları ef’alden beraetlerine, başka sebeple mevkuf değillerse tahliyelerine müttefikan karar verildi. 15.6.944

(Denizli Ağır Ceza Mahkemesi, ittifakla beraetlerine kararlarını hükmüyle imza ediyorlar.)


Aza        Aza        Reis

Ali Rıza

(rahmetullahi aleyh)

***