bir çekirdek yeniden taze bir hayata iştiyakla ve neşe-i inkişafla meyvedar koca bir ağaç suretini alır ve يُبَدِّلُ اللّٰهُ سَيِّئَاتِهِمْ حَسَنَاتٍ sırrına mazhar olurlar.

Evet, yirmi senedir devam eden şu mevsim-i şita, inşâallahu teâlâ nihayet bulmuş ola… Dünyaya yeni ve feyizli bir fasl-ı nevbahar gele ve âlemin yüzü nur ile güle…

Risale-i Nur Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın taht-ı tasarrufunda olduğundan ona uzanan, ilişmek isteyen her el kırılır ve her dil kurur. Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın وَمَٓا اَرْسَلْنَا مِنْ رَسُولٍ اِلَّا بِلِسَانِ قَوْمِهٖ kavl-i şerifinin îma ve işaratından şu devrede Türk lisanının sadmeler geçirmesine bakılırsa Risale-i Nur, Türkçede lisan üzerinde de imam olacağına; yani yarın hâlis Türkçe olan Risale-i Nur’un kesb-i imtiyaz edip diğerlerini terk edeceklerine dair işaret-i Kur’aniyedendir demiş olsam hata etmemiş olurum zannederim.

Başta Üstadımız olduğu halde bilumum kardeşlerimize samimi selâmlarımla arz-ı hürmetler eyler, mübarek bayramlarını tebrik ve tes’id eylerim. Üstadım hakkında bir şey yazamadım. Çünkü veraset-i Muhammediye (asm) makamında olan bir zat-ı âlîkadr hakkında ne diyebilirim? Ona Hasan Feyzi Efendi kardeşimizin sözlerini tekrar etmekten başka bir şey bilmem.

Milas ve havalisi Risale-i Nur talebeleri namına duanıza muhtaç Halil İbrahim (rh)

Halil İbrahim’in Risale-i Nur hakkındaki parlak fıkrasının sonunda kaydedilip ikisi beraber Emirdağı mektublarının âhirlerinde kaydedersiniz. Bu zat, Risale-i Nur’un çok eski ve çok sadık ve çok fedakâr bir şakirdidir, Risale-i Nur’a hitap ederek bu mektubu yazmış.

هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبّٖى

Said Nursî

***