ebede kadar minnettar eylediler. Cenab-ı Hak onlardan ve beraberlerinde Nur’a hizmet edenlerden ebeden razı olsun, âmin!

Sâlisen: Medrese-i Nuriyenin kahramanlarından ve Barlalı Marangoz Mustafa Çavuş ve Hâfız Mehmed’in tam vârisi Marangoz Ahmed’in Medrese-i Nuriye namına pek samimi ve hazîn taziyenamesi, beni sürurla ağlattırdı.

Ben de derim: Madem o mübarek medresede küçük ve büyük çok Saidler var; ihtiyar, âciz, vazifesi bitmiş bir Said noksan olsa ehemmiyeti yok. Hayat-ı bâkiyede madem beraberiz, bir muvakkat müfarakat olsa da sizi müteessir etmesin.

Râbian: Hâkim-i âdilden sonra en ziyade hakiki adalete çalışıp Risale-i Nur’un serbestiyetine hizmet eden م ح ر م en hâlis şakirdler içinde ve benim öz kardeşim ve birinci talebem Molla Mehmed ismiyle onun namı, dualarımda ve manevî kazançlarımda beraberdirler.

Hâmisen: Bu saatte Konyalı Sabri de –Halil İbrahim ve Hasan Feyzi tarzında vasiyetnamem münasebetiyle– kısa fakat güzel bir kaside yazmış, üstadına çok ziyade kıymet vermiş. Kendi hüsn-ü zannının parlak âyinesinde, bu bîçare kardeşine fevkalâde ehemmiyet vermiş. Ve oranın âlimleri pek ciddi Nur’a çalışmalarını yazıyor.

Ben de derim: O üstad namı verdiği ve çok kıymet verdiği şahıs ise Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsi olabilir. Ben de onun namına kabul ettim, Lâhika’ya geçirdim hem size de bir suretini gönderdim.

Merak etmeyiniz, hastalığım gittikçe hafifleşiyor. Ispartalı Mustafa namında bir kardeşimizin samimi fakat garib bir mektubu içinde vardı. Bu zat hangi Mustafa’dır, bilemedim. Ona da çok selâm ederim. Acib rüyası hayırdır, şimdi tabir edemem.

Umum kardeş ve hemşirelerimize birer birer selâm ve dua ederiz, makbul dualarını isteriz.

Hasan Feyzi’nin güzel kasidesini, bazı kelimeleri ilâve ile Lâhika’ya geçirdik ve size de gönderdik.

Said Nursî

***