mühim bir âlim yanıma geldi. Ben de Camiü’l-Ezhere hediye-i vakfiyem olarak on bir tane hususi mecmualarımı o zat vasıtasıyla âlem-i İslâm’ın büyük medresesi olan ve o âlimin ihbarıyla şimdi yirmi yedi bin talebesi bulunan Camiü’l-Ezhere hediye olarak o zata verdik.

Hem dedik: Başta Mustafa Sabri ve Ali Rıza ve Mehmed Zâhid Kevserî olarak Nur mecmualarına benim bedelime sahip ve hâmi ve vâris olsunlar ve Arabî’ye tercümeye çalışsınlar, dedik. Mektub da yazdık. O zat aldı gitti.

Umum kardeşlerime ve hemşirelerime selâm ederim, dualarını isterim.

اَلْبَاقٖى هُوَ الْبَاقٖى

Kardeşiniz

Said Nursî

***

Evvela: Hadsiz şükrolsun ki şimdi Ankara içinde küçük bir Medrese-i Nuriye manasında, küçük Saidler ve Nur’un fedakârları her gece birisi bir mecmuayı okur, ötekiler ders alır gibi dinliyorlar. Bazı vakit konferans zamanında bazı mühim adamlar da iştirak ediyorlar. Bu defa Afyon gazetecisinin iftirası münasebetiyle Başvekile ve Dâhiliye Vekaletine ve Nur talebelerine bazı mebuslar söylemiş. Adnan Menderes ile Dâhiliye Vekili pek dostane mukabele edip haber göndermişler ki: “Hiç merak etmesin ve meyus olmasın.”

Ve Afyon’daki gazeteci de: “Ben Emirdağı’na geleceğim ve Üstada iki dileğim var, bunları rica edeceğim ve özür dileyeceğim.” demiş. Ve bizim aleyhimizde neşredilen o gazetelerden talebelerim yüz altmış adedini alarak imha etmişlerdir.

Daha fazla yazacaktım. Rahatsızlığım dolayısıyla yazamadım ve vakit de dar olduğundan kısa kesiyorum.

Umumunuza selâm…

***

Hakikaten Eflani ve Safranbolu aynen Isparta’nın kahramanları gibi Nurlara mütemadiyen çalışıyorlar. Hattâ bu defa Rehberlerin bir kısmında Münâcat yoktu. Eflani az bir zamanda yetmiş adet eski harfle Münâcatı yazıp bize göndermiştir. Biz de o Münâcatları Rehberlerin arkasına ilâve ettik. İnşâallah orada da çok Sungurlar çıkıyor ve çıkacak.

***