siyaseti dinsizliğe âlet edenler kısmı, kendilerine bir perde olarak bu ittihamı bizlere ediyorlar.

Bununla beraber dine hizmet itibarıyla taalluk eden eski altmış senelik hayat-ı ilmiyem kat’î bir hüccet ve yakîn bir delildir ki bütün hayatımda temas ettiğim siyaseti ve dünyayı ve bütün içtimaî cereyanları, dine hizmetkâr ve âlet ve tabi yapmak düsturuyla hareket etmişim.

Mahkemelerde de hem dava hem ispat etmişim ki değil dini siyasete âlet yapmak, belki bir tek hakikat-i imaniyeyi dünya saltanatına değiştirmediğimi kat’î delillerle ispat ettiğim halde, böyle yirmi vecihle hakikate muhalif ve divanecesine, büyük makamınızı işgal eden bir kısım adliye memurları ve siyasî adamlar bu acib hurafe gibi meseleyi hakikat zannedip yirmi sekiz sene bana zulmettiklerinin hakiki sebebini bugünlerde bildim.

Sebebi bu ki: Bu enaniyetli zamandaki hizmet-i imaniyede en büyük tehlikem ve manevî en büyük suçum ve cinayetim; bu zamanda hizmet-i Kur’aniyemi şahsıma ait maddî ve manevî terakkiyatıma ve kemalâtıma âlet yapmak imiş.

Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükrediyorum ki bu uzun zamanlarda ihtiyarım haricinde hizmet-i imaniyemi, değil maddî ve manevî terakkiyatıma ve kemalâtıma ve azaptan ve cehennemden kurtulmama ve hattâ saadet-i ebediyeme vesile yapmama, belki hiçbir maksada kat’iyen âlet etmemekliğime gayet kuvvetli, manevî bir mani görüyordum. Hayret hayret içinde kalıyordum.

Acaba herkesin hoşlandığı manevî makamatı ve uhrevî saadetleri a’mal-i saliha ile onları kazanmak ve müteveccih olmak hem meşru hem hiçbir cihet-i zararı olmadığı halde ne için böyle ruhen men’ediliyorum. Rıza-yı İlahîden başka vazife-i fıtriye-i ilmiyenin sevkiyle yalnız ve yalnız imana hizmetin kendisi ayn-ı ücret bana gösterilmiş.

Çünkü şimdi bu zamanda hiçbir şeye âlet ve tabi olmayan ve her gayenin fevkinde olan hakaik-i imaniyeyi fıtrî ubudiyet ile muhtaçlara tesirli bir surette bildirmenin bu dehşetli zamanda çare-i yegânesi ve imanı kurtaracak ve kat’î kanaat verecek bu tarzda, yani hiçbir şeye âlet olmayan bir ders-i Kur’anî lâzımdır ki küfr-ü mutlakı ve mütemerrid ve inatçı dalaleti kırsın ve herkese kanaat-i kat’iye verebilsin.