“Said ve arkadaşları, Mustafa Kemal’e din yıkıcı, süfyan demişler ve kalplerdeki sevgisini bozmaya çalışmışlar. Onun için mahkûm ediyoruz.” Acaba ölmüş gitmiş bir adamın şahsına karşı bin defa böyle itiraz da olsa umumî bir dava oluyor. Mahkeme-i adalet buna dair böyle bir hükmü vermek, elbette pek acib bir mana iş içinde var.

Şimdi böylelerin elindeki dört defa Nur eserleri beraet kazandıkları ve şimdi Dâhiliye Bakanı, evvelce Adliye Bakanı üç defa beraetine ve suç mevzuu olmadığına ve bizi mahkûm eden Afyon kararını bozmasıyla, suç mevzuu olmadığına hüküm verdiği halde, şimdi bütün millet, adalet ve şefkat ve diyanete hizmet bekledikleri Demokrat hükûmeti zamanında, eski müstebitlerin dehşetli planlarıyla Risale-i Nur’a karşı garazkârlarının keyfine bırakmak, Demokrat hükûmeti aleyhinde büyük bir hıyanettir. Ve milletin teselli ümidini kırmaktır.

Benim Ankara’da bir vekilim Mustafa Sungur’dur. 17.11.1950 tarihli çektiği telgrafta, umum risalenin bize iadesine karar verilmiş diye müjde verdi. Ve âdil adliye vekili üç defa beraet verdiği ve şimdi de Sungur’un mektubuna göre hem iadesine emir verildiğini ve şimdi telefonla haber vereceğim söyledikleri halde, bu on altı seneden beri aleyhimizde olan iftiralar ve jurnaller hem Eskişehir hem Denizli Mahkemesinde bütün dosyaları Afyon Mahkemesi toplamak ve af kanununun çıkmasıyla ve mahkemelerin beraet vermesiyle o mübarek eserleri, o dosyalar içerisine karıştırarak çürütmek için mahzene atmak ve üç seneden beri bizi aldatan bazı eşhasa Nurların işlerini bırakmamak lâzım geliyor.

Başbakan ve Maarif Bakanı ve Dâhiliye Bakanına bu gayet mühim meseleyi nazar-ı dikkatlerine arz ediyorum.

Said Nursî

***

Papalık Makam-ı Âlîsi

Kalem-i Mahsus Başkitabet Dairesi

Numara:232247

Vatikan

22 Şubat 1951

Efendim!

Zülfikar nam el yazısı olan güzel eseriniz İstanbul’daki Papalık makam-ı vekaleti vasıtasıyla Papa Hazretlerine takdim edilmiştir. Bu nazik saygınızdan dolayı gayet mütehassis olduklarını bildirirken,