Hem o gayet müttaki Nur şakirdlerini kasden, sebepsiz sırf takvalarına ihanet için mağrib namazının vaktinde muhakeme edip namazlarını kazaya bırakarak acib bir zulmetmişler. Hem bütün bu Risale-i Nur eserlerini bir defa da Isparta, tamamen müsadere edip tetkikten sonra tekrar aynen iade etmiş.

Demokratların zamanında madem ezan-ı Muhammedî ve din dersleri gibi şeair-i İslâmiye ile Kur’an’a hizmet ve eskilerin Kur’an zararına tahribatları tamire başlanılmış. Ve madem dinsizlerin ve masonların ve komünistlerin eserleri intişar ediyor. Elbette âlem-i İslâm’ın Mekke, Medine, Şam gibi yerlerinde büyük âlimlerin takdir ve tahsinlerine mazhar olmuş ve Diyanet Riyasetinde hocalara okutturulan Zülfikar, Asâ-yı Musa ve Siracünnur gibi, feylesofları susturan mübarek mecmuaları müsadere etmek, üç sene onlarla beraber binler lira kıymetinde değerli, mu’cizatlı, altın ile ism-i Celal yazılmış, Diyanet Reisi bütün takdir ile tabına çalıştığı Kur’an’ı müsadere eden adamlar; elbette adalet ve adliye ve hakikat hesabına değil belki komünist, masonluk hesabına bir garazkârlık ediyorlar.

Ben kendim zehir hastalığıyla şiddetli hasta olduğumdan ve kendi hukukumu müdafaa edemediğimden, Sungur’u kendime vekil ediyorum. Eski hükûmetin bana karşı yirmi senelik işkence ile bu tahribatın kaldırılmasını, adalet-perver yeni hükûmetin bakanlarından bekliyorum. Kardeşlerimden Mustafa Sungur’u tevkil ediyorum.

Nur Şakirdleri namına

Said Nursî

***

Ehemmiyetli bir hakikat ve Demokratlarla Üniversite Nurcularının bir hasbihalidir.

Şimdi milletin arzusuyla şeair-i İslâmiyenin serbestiyetine vesile olan Demokratlar hem mevkilerini muhafaza hem vatan ve milletini memnun etmek çare-i yegânesi, ittihad-ı İslâm cereyanını kendine nokta-i istinad yapmaktır. Eski zamanda İngiliz, Fransız, Amerika siyasetleri ve menfaatleri buna muarız olmakla mani olurdular. Şimdi menfaatleri ve siyasetleri buna muarız değil belki muhtaçtırlar.