Ben daha lüzumlu şeyler yazacaktım. Fakat rahatsızlık “Yeter!” dedi.

Her vakit ihtiyat, ihlas, tesanüd, sebat, sarsılmamak ve vazifemizi yapmak ve vazife-i İlahiyeye karışmamak “sırran tenevverat” düsturuna göre hareket etmek ve telaş ve meyus olmamak lâzım ve elzemdir.

Hem tekrar derim: Nur şakirdleri gibi pek az zahmetle pek çok kıymettar hizmet ve pek çok manevî kazanç elde edenler tarihlerde görülmüyor. Ağır şerait altında bazen bir saat nöbet bir sene ibadet hükmüne geçtiği misillü, inşâallah Nurcuların hizmet-i imaniye ve Kur’aniyedeki saatleri yüzer saat hükmünde hayırlar kazandırır.

Umum kardeşlere ve hemşirelere selâm ve iki cihanda selâmetlerine dua eden ve dualarını isteyen kardeşiniz

***

Hakiki fedakâr Zübeyr, en lüzumlu ve hizmete şiddet-i ihtiyacım zamanında buraya imdadıma geldi. Yoksa Isparta’dan o sistemde birisini isteyecektim…

***

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Evvela: Leyle-i Mi’racınızı tebrik ve içinde ettiğiniz duaların makbuliyetini rahmet-i İlahiyeden niyaz ederiz. Ve bu havalide Mi’rac Gecesinden bir gün evvel ve bir gün sonra müstesna bir surette rahmetin yağması işarettir ki bu vatanda bir umumî rahmet tecelli edecek, inşâallah.

Sâniyen: Van’daki eski talebelerimle ziyade alâkadar ve merak ettiğim ve bugünlerde Kastamonu’nun Süleyman Rüşdü’sü olan Çaycı Emin, Van’da bulunup o eski mübarek talebelerimin ellerine Nurların yetişmesine çalışması ve o mübarek eski kardeşlerimin hayatta olduklarını bilmediğim ve merak ettiğim ki beraber onların hayatta ve Nurlara müştak olduklarını mektubla haber vermesi, beni çok ziyade memnun eyledi. Ve çok ferahlı bir hüzün ve hazîn bir eski hatıra-i sürur verdi. Ben buradan oraya muhabere edemediğim için benim bedelime Safranbolu kahramanları muhabere etse iyi olur.