kuvve-i maneviyeye ve hizmetimize noksanlık vermeyecek. O noktada kanaat etmek lâzımdır.

Mesela, bir zaman İslâm’ın büyük bir kahramanı Celaleddin-i Harzemşah’a demişler: “Cengiz’e karşı muzaffer olacaksın.” O demiş: “Vazifemiz cihad etmektir. Bizi galip etmek vazife-i İlahiyedir. Ona karışmam.” Sizin şimdiye kadar sarsılmadan hâlis hizmetinizin delâletiyle, siz de bu kahramana iktida etmişsiniz. Binden bir iki adam sizden kabul etse yine sarsılmamak gerektir. Bazen bir iki adam, bine mukabil geliyor.

Sâniyen: Ankara’da bu sırada nazarlar dünyaya ziyade çevrilmiş. Ve iktidar kısmı daha tam prensibini kabul etmeye vakit bulamamış. Müteaddid partiler kendine taraftar bulmak için veya kabahatlerini setretmek için elbette çok çalışıyorlar. Ve İslâmiyet ve Kur’an aleyhindeki hariçteki cereyanlar elbette dâhilde bazılarını bulmuşlar ki Kur’an lehinde cidden çalışanları uçurmak, kaçırmak, evham vermek gibi propagandalarla hakiki fedakâr olmayan veya dünya ile ve fazla dostlar ile alâkadar olanları evhamlandırıyorlar ve Nurcuların da kuvve-i maneviyelerini kırmaya çalışıyorlar.

Said Nursî

***

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Ben size bugün mektub yazacaktım. Ziyade rahatsızlığım sebebiyle telaşta iken, aynı dakikada Mustafa Gül ve İbrahim Gül geldiler. Hem bana ilaç hem teselli hem büyük sevince vesile olduklarından, o iki mübarek kardeşimi benim vekillerim ve bir mektub olarak size gönderiyorum. Onlar birer Said olarak benim bedelime sizi ziyaret ve tebrik edip sair şeylerimi de size beyan etsinler.

Said Nursî

***

Üstadımızın tebrik telgrafına Reisicumhur Celal Bayar’ın telgrafla verdiği cevaptır

Bedîüzzaman Said Nursî

Emirdağ

Samimi tebriklerinizden fevkalâde mütehassis olarak teşekkürler ederim.

Celal Bayar

***