اِنَّا فَتَحْنَالَكَ فَتْحًا مُبٖينًا

وَيَنْصُرَكَ اللّٰهُ نَصْرًا عَزٖيزًا

hatt-ı Kur’anî ile o manidar Kur’an âyeti yazılmışken, sonradan mermer taşlarla üzeri kapatılıp o nurları gizlemişlerdi. Şimdi yeniden hatt-ı Kur’aniyeye bir numune-i müsaade ve Risale-i Nur’un takip ettiği maksadına bir vesile ve Üniversite ileride bir Nur Medresesi olmasına bir işaret olduğu gibi Denizli Nurcularından Ahmedlerin meşhur âlim ve akılca on dokuzuncu asrın en büyüğü ve içtimaî feylesofların en ilerisi Bismark’ın eserinden aldıkları bir fıkrada, o yüksek Bismark eserinde diyor ki:

Kur’an’ı her cihetle tetkik ettim, her kelimesinde büyük bir hikmet gördüm. Bunun misli ve beşeriyeti idare edecek hiçbir eser yoktur ve gelemez.

Ve Peygamber’e hitaben der:

“Yâ Muhammed! Sana muasır olamadığımdan çok müteessirim. Beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, ba’dema göremeyecektir. Binaenaleyh senin huzurunda kemal-i hürmetle eğilirim.”

Bismark