tecavüzleri ve taarruzları zamanlarında zaruret derecesinde, istemeyerek bakmışız. (*)

Hem de bu hakiki ve pek büyük dava haricindeki davalara ve boğuşmalara alâkadarane fikren, kalben karışmak zararlıdır. Çünkü böyle geniş, siyasî ve heyecan veren dairelere dikkat eden ve onlarla meşgul olan bir adam, kısa bir daire içinde vazifedar olduğu ehemmiyetli hizmetlerden geri kalır veya şevki kırılır.

Hem de o geniş, cazibedar siyaset ve boğuşma dairelerine dikkat eden bazen kapılır, vazifesini yapamadığı gibi selâmet-i kalbini ve hüsn-ü niyetini ve istikamet-i fikrini ve hizmetteki ihlasını kaybetmese de o ittiham altında kalabilir. Hattâ bu noktada bana mahkemede hücum ettikleri zaman dedim:

Güneş gibi hakikat-i imaniye ve Kur’aniye, yerdeki muvakkat ışıkların cazibesine tabi ve âlet olmadığı gibi o hakikati cidden tanıyan, değil küre-i arzdaki hâdisata, belki kâinata da âlet edemez, diye onları susturdum.

İşte Üstadımızın cevabı bitti, biz de bütün kuvvetimizle tasdik ettik.

Risale-i Nur Şakirdleri

***

___

* Mahkemedeki müdafaatına işarettir.