sizi biliyor, aldanmıyor; zaafınızdan, teberrinizden cesaret alır, daha ziyade ezer.

Hem mesleğimiz hıllet ve uhuvvet olduğundan şahsiyet ve enaniyet cihetinden bir rekabet olmaz. Benim gibi çok kusurlu ve çok zayıf bir bîçarenin noksaniyetlerine değil belki Risale-i Nur’un kemalâtına bakmalı.

Said Nursî

(Tarihçe-i Hayat)

(Şu mesele umum ihvanımın ekseri lisan-ı hal ile ve bir kısmının lisan-ı kāl ile ettikleri umumî bir sualin, has ve hususi ve mahremce bir cevabıdır.)

Sual: Senin ziyaretine gelen herkese diyorsun ki: “Benim şahsımdan bir himmet beklemeyiniz ve şahsımı mübarek tanımayınız. Ben makam sahibi değilim. Âdi bir neferin müşir makamının evamirini tebliği gibi ben de manevî bir müşiriyet makamının evamirini tebliğ ediyorum. Hem müflis bir adamın, gayet kıymettar ve zengin elmas ve mücevherat dükkânının dellâlı olduğu gibi; ben dahi mukaddes ve Kur’anî bir dükkânın dellâlıyım.” diyorsun.

Halbuki “Aklımız ilme muhtaç olduğu gibi kalbimiz dahi bir feyiz ister, ruhumuz bir nur